İlik Nakli Vericiden Nasıl Alınır?

İlik Nakli Vericiden Nasıl Alınır?

İlik nakli günümüz şartlarında oldukça kolaydır ve kısa sürmektedir. Önemli olan uyumlu bir donör bulmak ve vakit kaybetmeden ilik naklini gerçekleştirmektir. İlik nakli genellikle kanserin son evresinde başvurulan bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Dediğimiz gibi burada önemli olan uyumlu donörü bulabilmektedir.

İlik Nakli Aşamaları

İlik nakli yapılmadan önce hastaya gerekli doku ve kan testleri yapılmaktadır. Daha sonra ilik nakli yapmak için arayış başlar. İlk olarak tamamen uyum sağladığı için hastanın kardeşlerine doku testleri yapılır. Genel olarak kardeşlerle uyum sağlansa da bazen kardeşler arasında doku uyumu olmayabilir. Böyle bir durumda doku uyumu olan başka bir verici aranız. İlik nakli vericisi aranırken doku uyumuna ek olarak yaş, cinsiyet gibi önemli kriterler de göz önünde bulundurulmaktadır. Çünkü bunlar da oldukça önemli kriterlerdir.

İlik naklinden önce arayış yapılırken ilk olarak benzer yaş gruplarına ve cinsiyetlere bakılır. Bunun en büyük nedeni ise doku uyumudur. Bilindiği gibi vücudumuzda bağışıklık sistemi bulunmaktadır ve bağışıklık sistemi hücreleri, vücuda dışarıdan gelen yabancı madde ve hücrelere karşı korur. İlik nakliyle gelecek olan kök hücreler de doku uyumu olmazsa yabancı madde gibi algılanacak ve yok edilmeye çalışılacaktır. Eğer böyle olursa kemik iliği naklinin herhangi bir amacı kalmamış olur. Çünkü ilik naklinin amacı sağlıklı kök hücrelerin vücuda nakil edilmesi ve kan üretiminin sağlanmasıdır. Böyle olmaması için doku uyumu önemlidir. Bir yandan doku uyumu kadar kök hücrelerin yaşları da önemlidir bu yüzden de hasta ile verici arasındaki yaşa da dikkat edilmelidir.

Tüm bu aşamaların geçtiğini ve en uygun donörün bulunduğu düşünürsek geriye sadece nakil işlemi kalır. İlik nakli vericiden nasıl alınır diye özellikle verici yani donörler merak etmektedir. Bu işlem genel anestezi ile yapıldığı için verici herhangi bir şey hissetmez. Nakil için özel olarak üretilen iğnelerin kullanıldığı bu evrede, kemik içine girilerek gereken kemik iliği alınır. Daha sonra da hastaya damar yoluyla enjekte edilir. Gördüğünüz gibi ilik nakli oldukça kolay ve acısız olmaktadır.

İlik Nakli Sonrası

İlik Nakli Sonrası

İlik nakli öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken pek çok durum bulunmaktadır. Genellikle kanserin son evresinde ihtiyaç duyulan kemik iliği nakli oldukça önemli bir işlemdir ancak bir o kadar da kolaydır. Sadece az sonra bahsedeceğimiz durumlara çok dikkat edilmelidir.

İlik Nakli Nasıl Gerçekleşir?

İlik naklinin yapılabilmesi için öncelikle kanser hücrelerinin yok edilmesi gerekmektedir. Bu işlem için ise kemoterapi ve radyoterapi tedavileri uygulanmaktadır. Bu süreç oldukça önemlidir ve hastanın enfeksiyon kapmaması gerekmektedir. Daha sonra hastaya uygun bir donör aranır. Donör için öncelikle hastanın kardeşleri arasındaki uyuma bakılır. Eğer kardeşlerinin dokuları uyumluysa gerekli olan kemik iliği, kardeşlerden nakil edilir. Ancak kardeşlerle doku uyuşmazlığı yaşanırsa doku uyumu olan başka bir verici bulunur. Daha sonra nakil işlemine başlanır.

Genellikle donörler ilik nakli nasıl gerçekleşir diye merak ederler ancak işlem oldukça kolaydır. Genel anestezi yapılan vericiden belli bir miktar kök hücre alınır ve bunun için özel iğneler kullanılmaktadır. Daha sonra alınan kök hücreler hastaya nakil edilir. Nakil işlemi damar yolundan yapılmaktadır.

İlik Nakli Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

İlik nakli bahsettiğimiz gibi gerçekleştikten sonra hastanın ve çevresindekilerin çok dikkatli olması gerekmektedir. Özellikle de ilk 1 ay çok önemlidir zira yeni hücreler vücuda alışmaya başlar ve bu süreçte doku uyumsuzluğu olup olmadığı da ortaya çıkar.

Bazı durumlarda yeni gelen kök hücreler, vücuttaki hücreleri kendilerine düşman olarak görüp yok etmeye çalışabilir. Bu oldukça zararlı bir durumdur ve mutlaka doktor tarafından takip edilmelidir. Bazen de bu durumun tam tersi olur ve vücuttaki hücreler yeni nakil edilen kök hücreleri yok etmeye çalışabilir. Bu durumların yaşanmaması için ilik nakli sonrası dikkat etmek çok önemlidir. Doktor tarafından nakil edilen hücrelerin takip edilmesi ve hastanın enfeksiyon kapmaması için dikkatli olunması gerekmektedir. Elbette bu süreçte hastanın kendisine de çok iş düşmektedir.

İlik naklinden 3 ay sonra hücreler tamamen alışır ve kan üretmeye başlar. Bu süre de önemlidir çünkü bazen 3 ay sonra da sorun çıkabilmektedir. Doktorlar, kemik iliğinden sonraki 1 yılın hasta için önemli olduğunu belirtmektedir.

İlik Nakli Riskleri

İlik Nakli Riskleri

İlik nakli, bazı kanser türlerinde geçerli olan bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Bu yöntem ile günümüzde pek çok kanser hastası sağlığına kavuşmaktadır. İlik nakli ile sağlıklı bir vericiden kök hücreler alınır ve damar yolu ile hastaya nakil edilir. İlik nakli çeşitlerine baktığımızda karşımıza Otolog ilik nakli ve allojenik ilik nakli çıkmaktadır. Şimdi bu iki farklı yöntemin risklerinden söz edeceğiz.

Otolog İlik Nakli Riskleri

Otolog ilik naklinin riskleri hem uzun süreli hem de ani olabilmektedir. İlk olarak radyoterapinin yan etkilerine benzeyen yan etkiler görülebileceğini söyleyebiliriz. Bunlar enfeksiyon, bulantı, kusma, ağız yaraları, yorgunluk gibi yan etkilerdir. Bahsettiğimiz yan etkiler her ne kadar risk grubunda görülse de kısa süreli durumlar olduğu için çok önemli değildir. Ancak bazı durumlar oldukça riskli ve kalıcı olabilmektedir.

Uzun vadeli yan etkiler olarak adlandırabileceğimiz riskler ise kısırlık, katarakt, erken menopoz, tiroid sorunları, başka bir kansere yakalanma riski ve akciğer/kemik hasarlarıdır. Bunları önlemenin bir yolu olmadığı gibi her hastada olacak diye bir koşul da bulunmamaktadır. Bu nedenle endişe edilecek bir durum olmadığını söyleyebiliriz. Otolog ilik nakli riskleri genel olarak doku uyuşmazlıklarının bir sonucu olarak bilinse de, dokular uyumlu olduğunda da bu sorunlar yaşanabilmektedir. Yani tamamen şans işi olduğunu söyleyebiliriz. Nakilden sonra hasta kendine çok iyi baksa bile bu durumlar ne yazık ki olabilmektedir.

Allojenik İlik Nakli Riskleri

Allojenik ilik nakli risklerine baktığımızda da en yaygın olarak enfeksiyonların görüldüğünü söyleyebiliriz. Bir kanser hastasının özellikle de iyileşme döneminde enfeksiyon kapması oldukça sakıncalıdır. Bu nedenle nakilden önce ve sonra çok dikkat edilmelidir.

Genel olarak baktığımızda Allojenik ilik nakli risklerinin de benzer olduğunu söyleyebiliriz. Bunların kısa sürenleri yine bulantı, kusma ve yorgunluk gibi risklerdir. Büyük yani uzun vadeli olanlar ise aynı şekilde kısırlık, katarakt ve başka bir kanser türüne yakalanma gibi risklerdir. Burada karşımıza yeni çıkan risk ise Graft Versus Host hastalığıdır. GVHH olarak bilinen bu hastalık, vücuda giren yeni kök hücrelerin kendi bağışıklık sistemi hücrelerini üretmesi sonucunda oluşur. Yeni kök hücreler, vücuttaki hücrelere saldırır ve yok etmeye başlar. İki türü olan bu hastalığın doktor tarafından mutlaka kontrol altına alınması gerekmektedir.

İlik Nakli Nedir?

İlik Nakli Nedir?

İlik nakli, kanser hastalarının son evresinde kemoterapi ya da ameliyat gibi tedavi yöntemleri işe yaramadığı zaman başvurulan bir yöntem olarak bilinmektedir. İlik nakli yapıldıktan sonra hasta 3-4 haftalık bir süreç içerisinde iyileşmektedir. Ancak bazen doku uyuşmazlığı gibi problemlerden ya da hastalığın çok fazla ilerlemesinden kaynaklı olunarak bu tedaviden olumlu sonuçlar alınamayabilmektedir.

İlik Nakli Kimler Arasında Olur?

İlik naklinin olabilmesi için ilk olarak dokuların tamamen uyumlu olması gerekmektedir. Eğer bir kanser hastasına ilik nakli yapılacaksa ilk olarak aynı anne ve babadan olan kardeşlere bakılır. Genellikle kardeşlerin dokuları birbiri ile istenen düzeyde uyumlu olmaktadır. Ancak bazen kardeşler arasında da doku uyuşmazlığı olabilir ya da hastanın kardeşi olmayabilir. Böyle bir durumda eğer aile de uygun görürse yeni bir kardeş fikri oldukça mantıklıdır. Çünkü yeni doğan kardeşlerden alınan plasentalar istenilen doku uyumuna sahip olmaktadır. Üstelik bu plasentalar oldukça zengindir.

Kardeş ya da yeni kardeş alternatifleri mümkün değilse de doku uyumu olan yeni bir donör arayışına girilir. İlik nakli yapılacak kişiler ile verici yani donör arasında bazı testler yapılması gerekmektedir. Bu testler ilk olarak doku uyumunun olup olmadığı ile ilgilidir. Bunun için doku bankalarından yardım alınabilir. Eğer birden fazla doku uyumu olan donör bulunursa da gerekli olan kan sayımları yapılır ve kök hücreleri en fazla kan üreten donörler seçilir.

İlik Nakli Nasıl Yapılır?

İlik naklinin yapılabilmesi için öncelikle donöre bazı belgeler imzalatılmalıdır. Ardından vericiye genel anestezi uygulanır. Kemik içinden hastaya yetecek kadar iliğin alınması için özel iğneler kullanılır ve bu işlemler oldukça kolay işlemlerdir. Vericiden yeteri kadar ilik alındıktan sonra, hastaya damar yolu ile bu ilik nakil edilir. İlik nakli sonrası dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır.

Vücudumuzdaki bağışıklık sistemi hücreleri, vücudumuza yabancı bir hücre girdiği zaman onu öldürmek ister bu nedenle doku uyumunun çok büyük önemi vardır. Eğer yapılan testlere rağmen en küçük bir uyumsuzluk varsa nakil işleminden sonra yeni gelen sağlıklı hücreler, vücudumuz tarafından öldürülür. Bu nedenle nakil sonrası ilk 3 hafta çok önemlidir. Eğer bir problem yaşanmazsa hasta %90 oran ile sağlığına kavuşur.

İlik Nakli Nasıl Yapılır?

İlik Nakli Nasıl Yapılır?

Kan kanseri ülkemizde çok yaygın görülen hastalıklardan bir tanesidir. Erken teşhis edilirse kemoterapi ve ilaç tedavisiyle çok kısa bir süre içerisinde tedavi edilebilmektedir. Ancak geç fark edilirse ve hastalık ilerlediyse ilik nakli yapılması gerekebilir. Bunun sonucunda ilik nakli nasıl yapılır diye merak edilebilmektedir. Günümüz teknolojisi ve tıp şartları göz önüne alınırsa artık ilik naklinin oldukça kolay bir şekilde yapıldığını ve donör konusunda da şartların geliştiğini söyleyebiliriz.

İlik Nakli Evreleri

Hastanın ilik nakli gerçekleşmesi için ilk olarak gereken kan testleri yapılır. Bunun üzerine bazı doku testlerinin ve biyopsinin de yapılması gerekmektedir. Ardından hasta için uygun bir donör arayışı başlar. Bu evrede hastanın kardeşi olup olmadığı çok önemlidir zira dokular kardeşler ile aynı yapıda olmaktadır. Yani en uyumlu doku kardeşlerimize ait dokulardır. Fakat ilik nakli yapılacak hastanın kardeşi yoksa dokuları uygun olan başka donörler de kullanılabilmektedir. Eğer ailenin durumu çocuk için müsaitse de yeni bir kardeş fikri düşünülebilmektedir. Çünkü yeni doğan kardeşlerde bulunan göbek bağının plasentası oldukça güçlü kan hücreleri içerir ve bu da kemik iliği nakli için uygundur.

Hastaya uygun bir donör bulunduktan sonra öncelikle vericiye ameliyat ortamında genel anestezi yapılmaktadır. Ardından özel iğneler kullanılır ve vericinin kemik içine girilir. Bu evrede alıcıya yetecek kadar ilik alınması gerekmektedir. Zira gereğinden fazla ilik almak bazı durumlarda vericiye zarar verebilmektedir. İlik alma işlemi özel iğneler ile tamamlandıktan sonra özel tüplerde saklanır.

Bu işlemlerin ardından hastaya damar yolu açılır ve donörden alınan kemik iliği damar yolundan hastaya verilir. Böylece ilik nakli tamamlanmış olur.

İlik naklinden sonraki ilk 3 hafta oldukça önemlidir. Bu süreçte eğer ilik hastaya uyumlu olmazsa, bunu bazı belirtiler ile gösterir böylece müdahale gerçekleşir. Böyle bir durum söz konusu olduğu için ilik naklinden sonra hastanın gözetimde tutulması gerekmektedir. Eğer 3 haftanın sonunda herhangi bir sorun oluşmazsa, kök hücreler adaptasyonu bitirir ve kan yapımına başlar. Bu süreçten sonra ise hasta yavaş yavaş iyileşir ve genellikle 1 yıl içerisinde tamamen sağlığına kavuşur.

İlik Nakli Bağışı

İlik Nakli Bağışı

İlik nakli kan kanseri için oldukça önemli ve başarılı bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Ancak ilik nakli yapılması için dikkat edilmesi gereken pek çok durum bulunmaktadır. Bunlardan az sonra detaylı olarak bahsedeceğiz. İlk olarak ilik nakli bağışı çeşitlerinden söz edeceğiz.

İlik nakli temel olarak 2 farklı tür barındırmaktadır. Bunların ilki otolog kemik iliği naklidir. Bu yöntemde kişinin kendi kemik iliğindeki kök hücreler sağlıklıyken toplanıp dondurulur. Ardından ihtiyaç duyulduğu zaman tekrar hastaya nakil edilir. Diğeri ise allojenik kemik iliği naklidir. Farklı bir kişiden yani donörden kök hücre alınarak nakil edilmesi anlamına gelen bu yöntemde genellikle hastanın kardeşleri ile arasında uyum olmaktadır. Ancak hastanın kardeşi yoksa yeni bir uyumlu donör aranmaktadır. Günümüzde bu durum için doku ve kan bankaları kullanılır. Bu noktada doku uyumu çok önemli olmaktadır. Çünkü doku uyumsuzluğu olursa nakilden olumlu bir sonuç alınamaz.

İlik Nakli Bağışı Riskleri

İlik nakli bağışı aslında çok riskli bir durum değildir. Özellikle vericiler bu durumdan biraz korkarak ilik nakli bağışı risklerini araştırırlar. Ancak nakil işleminin vericiye herhangi bir zararı olmamaktadır. Kemik içerisinden kök hücreler alınırken kişiye özel iğneler kullanılır ve vericinin kök hücrelerinin çok küçük bir kısmı alınır.

Risk durumu yalnızca doku uyuşmazlığı durumlarında olabilmektedir. Bu da hastanın yaşayacağı problemlerdir. Mesela, nakil edilen kök hücreler kendi bağışıklık hücrelerini oluşturduktan sonra bu hücreler doku uyuşmazlığı sonucunda vücuttaki sağlıklı hücrelere saldırabilir. Bu durumun oluşmaması için doku uyuşmazlığının olmaması gerekir bu yüzden de gerekli doku testlerinin titizlikle yapılması çok önemlidir. Bahsettiğimiz durumun tam tersi de olabilir. Yani ilik nakli bağışından sonra vücuttaki sağlıklı hücreler yeni gelen kök hücreleri yabancı madde olarak gördüğü için yok etmeye çalışabilir. Aynı şekilde bu da sadece doku uyuşmazlığı olduğu zaman gerçekleşir. Nedeni ise vücuttaki bağışıklık sistemimizin yabancı maddeleri ve hücreleri yok etme görevinin olmasıdır.

Bahsettiğimiz durumlar haricinde ilik nakli bağışının pek riski bulunmamaktadır. Yan etkileri olsa da bu yan etkiler çok kısa süreli olacak yan etkilerdir. Bu nedenle herhangi bir sorun bulunmamakta ve güvenle ilik nakli bağışı yapılabilmektedir.

 

 

Donör Nedir?

Donör Nedir?

Kemik iliği nakli yapılırken, kök hücrelerin alındığı kişiye donör adı verilmektedir. Donör olmak için mutlaka hasta ile donör arasında HLA yani doku uyumu olması gerekmektedir. Donör olmak zararlı mıdır diye çok soru sorulmaktadır ancak merak edildiğinin aksine kemik iliği naklinin vericiye herhangi bir zararı bulunmamaktadır.

Doku uyumu kemik iliği nakli için çok önemli olmaktadır. Bunun nedeni ise vücudumuzdaki bağışıklık sistemidir. Bağışıklık sistemi sağlıklı ise vücuda giren yabancı molekülleri ve hücreleri yok etmek isteyecektir. Eğer doku uyumu olmayan birinden kemik iliği nakli yapılırsa bağışıklık sistemi alınan kök hücreleri direkt olarak öldürmek isteyecektir. Bu nedenle donör ile doku uyumu olması gerekmektedir. Bu en önemli faktördür.

Başka bir durum ise donörden gelen hücrelerin kendilerine ait bağışıklık hücrelerini yapması sonucunda bu hücrelerin hastanın kendi hücrelerini yabancı olarak algıladığı için saldırmasıdır. Bu da yine doku uyumsuzluğundan kaynaklanan bir sorudur. Burada da karşımıza donör ile alıcı arasındaki doku uyumunun önemi çıkmaktadır.

Uygun Donör Seçimi Nasıl Yapılır?

Donör seçimi yapılmadan önce hastaya bazı testler yapılmaktadır. Ardından aynı testler donöre de uygulanır ve aralarındaki benzerliklere göre en uygun donör seçilir. Burada bazı faktörler karşımıza çıkıyor. Bu testlerin haricinde ortaya çıkan faktörler ise cinsiyet, yaş, kan grubu, boy, kilo, kadın donörlerde gebelik durumu ve sitomegalovirüs testinin pozitif olup olmadığıdır. Bu faktörler oldukça önemlidir ve genellikle %90 ve üstü oranında uyum istenmektedir. Eğer birden fazla benzer doku bulunursa da donörlere kan testi yapılır ve en çok kan üretebilecek kök hücreler seçilir buna göre kemik iliği nakli donörü seçilir.

Hastaya uygun bir donör aranırken binlerce doku tipi kombinasyonu arasından uygun olanlar seçilmektedir. Bu kombinasyonların eşleştirilme süreci oldukça önemlidir çünkü kriterlerin belirlenmesi ve eşleşmenin de buna göre yapılması gerekmektedir. Donör 1.dereceden akraba yani anne-baba ya da kardeş olursa eşleşme işi zor olmamaktadır zira uyum oranı oldukça yüksektir. Donör aranırken ilk olarak kardeşlere bakılmasının sebebi de bu durumdur. Eğer kardeşlerden iyi bir uygunluk elde edilmezse ya da hastanın kardeşi yoksa da yeni bir arayışa geçilir bunun için doku bankaları kullanılmaktadır.

 

 

Lösemi Tedavisi

Lösemi Tedavisi

Lösemi tedavisi oldukça zor bir süreçtir ancak hastalık erken teşhis edildiyse çok kısa bir süre içerisinde tedavi başarıyla sonuçlanır. Lösemi tedavisinde hastalığın çeşidi çok önemlidir. Bu nedenle öncelikle hangi lösemi türü olduğu araştırılmalıdır.

Lösemi Türleri Nelerdir?

Lösemi türlerine baktığımızda karşımıza temel olarak 4 çeşit çıkmaktadır. Bunların ilki akul lenfositil lösemidir. Bu türde lenfoblast olarak adlandırılan kan hücrelerinin sayısında ciddi bir artış olmaktadır. ALL türü çoğunlukta küçük yaş gruplarında yani çocuklarda görülmektedir. Çocuklarda lösemi tedavisi yetişkinlere göre bazı evrelerinde farklılık gösterebilmektedir. Diğer bir tür olan akut myeloid lösemi ise myeloblastların artması nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Kansızlığın gelişmesine neden olan bu lösemi türünün de tedavisi vardır. Kronik lenfositik lösemi olarak adlandırılan diğer lösemi türünde hastalar yıllarca yaşayabilmektedir çünkü hastalık oldukça yavaş ilerler. Temel olarak akut lenfositik lösemi ile benzer özellikler taşımaktadır. Aynı şekilde kronik myeloid lösemi de yavaş ilerleyen bir lösemi türü olarak bilinmektedir.

Lösemi Tedavisi Nasıl Olur?

Girişte de belirttiğimiz gibi lösemi tedavisi, löseminin tipine bağlı olarak gerçekleşmektedir. Lösemi tedavilerinin amacı genel olarak tam remisyonu sağlamaktır ve buna göre aşamalar belirlenir. Tam remisyon, tedavi sonrasında hastanın kanserden tamamen kurtulması ve normal hayatına devam etmesi anlamına gelmektedir.

Akut lösemi hastalıklarında tedavi sürecine hızlı bir şekilde başlanması gerekmektedir zira hastalık çok hızlı bir şekilde yayılmaktadır. Tedavinin ilk bölümü indüksiyon tedavisi olarak bilinir ve hastanın hastanede kalması gerekmektedir ve tedaviye ilaçlar eşlik etmektedir. İlaç tedavisine doktorun uygun gördüğü ilaç ya da ilaçlar ile başlanmaktadır.  Bu bölümde hastanın durumuna göre kemoterapiye başlanabilmektedir. Hastanın yaşının küçük olması, ilaç tedavisine en hızlı yanıtı vermesini sağlamaktadır. Yani yetişkinlerde lösemi tedavisi çocuklara göre daha zor olmaktadır.

Lösemi tedavisinde kemoterapiden yanıt alınamazsa kemik iliği nakli tedavisine başvurulur. Bunun için hastanın kardeşlerinden kök hücre nakli yapılmaktadır. Eğer hastanın kardeşi yoksa dokuları uygun olan donörlerden de kök hücre nakli mümkün olabilmektedir. Ancak genellikle lösemi tedavilerinde hastalık çok ileri düzeyde değilse kemoterapiden %85 oranda başarı elde edilmektedir. Son çare olarak da kök hücre nakli uygun görülür.

Lösemi Nedir?

Lösemi Nedir?

Lösemi kelimesi aslında Yunanca’dan gelen bir kelime olup leukos ve haima kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. Bu kelimeler beyaz ve kan anlamına gelmektedir. Lösemi, kemik iliğindeki hücrelerin aniden düzensiz bir şekilde çoğalması ile meydana gelen yaygın kanser türlerinden bir tanesi olarak bilinmektedir. Başka organlara da kan dolaşımı nedeniyle yayılan löseminin günümüzde pek çok lösemi tedavi yöntemi bulunmaktadır. Tabii bu yöntemler hastalığın evrelerine göre değişiklik göstermektedir. Löseminin birden fazla türü bulunmaktadır ve ilerleme hızları da farklı türlere göre değişmektedir.

Löseminin Nedenleri Nelerdir?

Her hastanın hastalık sebebi aynı olmamaktadır yani kısacası lösemiye neden olan birden fazla durumun olduğunu söyleyebiliriz. En yaygın lösemi nedenleri ise radyasyon, genetik faktörler ve sigara olarak bilinmektedir. Bu nedenler hastanın yaş grubuna göre de farklılık göstermektedir. Mesela çocuklarda görülen löseminin en büyük nedeni genelikle genetik faktörler ya da rahatsızlıklar olmaktadır. Yaş ilerledikçe çevresel faktörlerin hastalık üzerindeki etkisi de artmaktadır.

Lösemi Belirtileri Nelerdir?

Löseminin pek çok belirtisi olsa da bu belirtilerin büyük bir kısmı diğer pek çok hastalığın da habercisi olabilmektedir. Bu nedenle dikkatli olmak gerekir. Lösemi belirtileri arasında bulunan vücutta birden bire çıkan morluklar ve kırmızı noktalar, en yaygın belirtiler olarak bilinmektedir. Eğer vücudunuzda anlam veremediğiniz morarmalar oluyorsa ve ne yaparsanız yapın geçmiyorsa mutlaka doktora danışmalısınız. Aynı şekilde kırmızı noktalar da bu konuda önemli belirtiler arasında yer almaktadır. Kan hücreleri görevlerini yerine getiremediği için özellikle diş eti ve burun kanamaları da lösemi hastalığının belirtileri arasında bulunmaktadır.

Löseminin diğer belirtilerine baktığımızda da halsizlik, yorgunluk ve uyku hali ile karşılaşıyoruz. Bu 3 durum eğer günlük işlerinizi etkileyecek kadar arttıysa mutlaka doktora görünmelisiniz. Genel olarak vücudun halsiz olmasının lösemi ile bağlantısı ise bağışıklık sisteminin zarar görüyor olmasıdır. Vücudun savaşacak hali kalmadığı için bir süre sonra yorgun düşmesi de normal olabilmektedir. Tüm bu belirtilere ek olarak nefes darlığı, birden zayıflama, iştah kapanıklığı ve susama hissi de löseminin yaygın belirtilerinden birkaç tanesidir. Eğer üstte saydığımız belirtilerden bir ya da birkaç tanesini yoğun bir şekilde yaşamaya başladıysanız mutlaka doktor kontrolünden geçmelisiniz.

Lösemi Belirtileri Nelerdir?

Lösemi Belirtileri Nelerdir?

Lösemi en yaygın kanser türlerinden biri olan kan kanseri olarak bilinmektedir. Çocuklarda da çok sık görülen löseminin pek çok türü vardır. Tıpın ilerlemesi sayesinde günümüzde löseminin tedavisi oldukça kolay bir hale gelmiştir ancak bu durumda erken teşhisin büyük bir önemi bulunmaktadır. Hastalığın erken teşhis edilebilmesi için de mutlaka belirtilerinin iyice bilinmesi gerekmektedir. Şimdi sizlere lösemi belirtilerinden söz edeceğiz.

En Yaygın Görülen Lösemi Belirtileri

Lösemi belirtileri çok fazla olmasa da bazen diğer hastalıkların belirtileri ile karıştırılabilmektedir. Bu nedenle de dikkatli olunması ve lösemi ile ilgili duyulan her şeye inanılmaması gerekmektedir. Çocuklarda ve yetişkinlerde lösemi belirtileri oldukça benzerdir. Ancak çocukların belirtilerinin daha belirgin olduğunu söyleyebiliriz.

Çocuklarda lösemi belirtileri ilk olarak sık sık hastalanmak yani enfeksiyon kapmaktır. Bunun nedeni ise lösemide enfeksiyon kapmamızı engelleyen akyuvarların işini düzgün yapamıyor olması ve hızlı bir şekilde üremesidir. Eğer çocuklarınız sık sık hastalanıyor ve bir türlü iyileşemiyorsa mutlaka gerekli kan testlerini yaptırmalısınız. Ek olarak kan hücrelerindeki sorundan dolayı vücutta özellikle diş etleri ve burun kanamaları görülmeye başlanır. Kanamalara da vücudun bazı yerlerinde oluşan morluklar eşlik etmektedir. Böyle durumlarla karşı karşıya kalındığında mutlaka doktora danışılmalıdır.

Yetişkinlerde lösemi belirtileri çocuklarla benzer şekildedir. Yani özellikle anlamsız morarmalar ve kanamalar görülür. Bunlara ek olarak halsizlik, ani zayıflama ve uyku hali gibi durumlar da bolca görülmektedir. Eğer bu şekilde şikayetleriniz varsa ve ne yaparsanız yapın geçmediği için günlük yaşantınızı engelleyecek boyuta geldiyse mutlaka kan testleri ve kan sayımı yaptırmalısınız.

Lösemi yani kan kanserinin belirtilerine göre teşhis koyulduktan sonra direkt olarak tedaviye başlanır. İlk etapta genellikle kemoterapi ve radyoterapiye ilaç tedavisi eşlik etmektedir. Eğer hastalık çok ilerlemediyse bu süreçte hastada büyük bir iyileşme gözlenir. Ancak hastalık ilerlediyse ve bu tedavilerden cevap alınamazsa kemik iliği nakli yapılmaktadır. Kemik iliği nakli, hastanın kardeşlerinden yapılır. Hastanın kardeşi yoksa da doku bankaları sayesinde hastaya uyumlu bir doku bulunur. Doku bulunduktan sonra hemen nakil gerçekleşir ve yaklaşır 1 ay içerisinde hasta tamamen iyileşmeye başlar. Bu noktada doku uyumu çok önemlidir.