Kan Kanseri Tedavisi Mümkün mü?

Kan Kanseri Tedavisi Mümkün mü?

Kan kanseri çocuklarda da sıkça görülen hastalıklardan bir tanesidir. Kanser türleri arasında en yaygın türlerden biri olan kan kanseri, kan hücrelerinin bir anda düzensiz bir şekilde büyümeye başlamasıyla oluşur ve artan kanser hücreleri birleşerek tümörleri meydana getirirler. Hastalığın evresine göre bu tümörler alınabilmektedir. Ancak alınamayacak durumdaysa ve bazı organlara da yayıldıysa kemik iliği nakli gibi seçeneklere bakılmaktadır. Yani kan kanseri tedavisi mümkündür diyebiliriz. İlk olarak hastalığın ilk evrelerinde uygulanabilen radyoterapi ve kemoterapi yöntemlerinden söz edeceğiz.

Kemoterapi ve Radyoterapi ile Kan Kanseri Tedavisi

Kemoterapi ve radyoterapinin temel amacı kanser hücrelerinin yok edilmesidir. Ancak kanser hücreleri çok fazla organa ya da alana yayıldıysa yeterli olmamaktadır. Her iki yöntem de pek çok yan etkiye sahiptir. Bu nedenle kemoterapi ile kan kanseri tedavisi süresince mutlaka ilaç kullanılmalıdır. En yaygın yan etkileri bulantı, kusma, baş dönmesi, yorgunluk hali ve zayıflamadır. Ayrıca saçların döküldüğü evre de kemoterapi tedavisinin yapıldığı evredir.

Kemoterapi ve radyoterapi tedavisi sırasında hastanın vücudu çok yorgun olacağı için enfeksiyon kapması da olası olacaktır. Bu nedenle hastaya çok büyük iş düşmektedir. Bu süreçte mutlaka istirahat etmeli ve enfeksiyon kapabileceği her şeyden uzak durmalıdır.

Kök Hücre Nakli İle Kan Kanseri Tedavisi

Kan kanseri ileri seviyede ise yani pek çok organa yayıldıysa da kök hücre tedavisi uygulanmaktadır. Kök hücre nakli, sağlıklı bir vericiden belirli bir miktarda kök hücre alınması ve kanser hastasına nakil edilmesi ile gerçekleşmektedir. Böylece hastaya nakil edilen kök hücreler kan hücrelerini oluşturur ve hasta sağlığına kavuşmaya başlar.

Kök hücre nakli yapılırken mutlaka dokuların uyumlu olması gerekmektedir. Eğer doku uyumsuzluğu yaşanırsa hastanın iyileşmesi söz konusu olmaz bu nedenle dikkatli olunmalıdır. Kök hücre nakli ile kan kanseri tedavisinden genellikle olumlu sonuçlar alınmaktadır. Nakil gerçekleştikten sonraki süreç önemlidir çünkü hücrelerin adaptasyon evresi yaklaşık olarak 3-4 hafta sürmektedir. Eğer bir problem çıkacaksa genellikle bu 1 aylık sürede çıkar. Ancak bazen nakilden 2-3 ay sonra da problem çıkabilmektedir. Bu yüzden nakil sonrası 1 yıl kadar çok dikkatli olunmalı ve doktor tarafından bu süreç dikkatle takip edilmelidir.

Kan Kanseri Tahlilleri

Kan Kanseri Tahlilleri

Kan kanseri pek çok belirti ile kendini gösteren, eskiden ölümcül bir hastalık gibi bilinse de günümüzde tedavisi olan kanser türlerinden biridir. Tümörler, kanser hücreleri ya da dokuları tarafından üretilerek vücudun diğer organlarına yayılmakta ve bu sırada vücudun bağışıklık sistemini etkilemektedir. Vücuttaki bağışıklık sistemine zarar gelmesi ise enfeksiyona karşı direnci azaltır. Bu durumda da kanserli bireylerin enfeksiyon kapması çok daha kolay olur. Genellikle kanserin fark edilmesi de bu şekilde başlamaktadır.

Hastalar uzun süre enfeksiyon kapıp bu enfeksiyonlardan bir türlü kurtulamayınca doktora giderler. Doktor ise kanserden şüphelenirse bazı kanser tahlilleri yapar. Kan kanseri için baktığımızda yine özel bazı tahlillerin olduğunu söyleyebiliriz. Fakat öncelikle kan kanserinin belirtilerine bir bakalım.

Kan Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Kan kanseri genellikle kemik iliği içerisinde gelişen bir kanser türüdür. Alyuvar ve akyuvarların zarar görmesi ile meydana gelen kan kanserinin kendine göre pek çok belirtisi bulunmaktadır. Bunların en yaygını ise vücutta anlamsızca görülen morluklardır. Bu morluklara kırmızı kan noktaları ve vücudun özellikle diş eti ve burun bölümlerinde meydana gelen ani kanamalar eşlik etmektedir. Bu belirtilerden bazılarını taşıyor ve vücuttaki enfeksiyonu bir türlü atamıyorsanız doktorunuz size kan kanseri tahlilleri yapacaktır. Peki nedir bu tahliller?

Kan Kanseri Tahlilleri Nasıl Yapılır?

Kan kanseri tahlillerinin ilk olarak spesifik ve sensitif olması gerekmektedir. Buna bağlı olarak yalnızca bir kanser tipi tarafından üretilmesi de çok önemlidir. Günümüzde çok farklı kan kanseri testleri bulunsa da genel olarak amaç kan sayımı yapmak ve buna göre kanser hücrelerini tespit etmektir. Genellikle kanser testlerinde markerlar kullanılsa da ek olarak bazı enzimler ve hormonlar da kan testlerinde kullanılmaktadır. Böylece kanser hücreleri kolaylıkla görülür ve ek olarak organların kanserden ne kadar etkilendiği de test edilir. Ancak kan testleri, kesin teşhis için tek başına yeterli olmamaktadır.

Kan testleri her ne kadar pek çok veri toplamaya yarıyor olsa da kesin teşhis için bazen yeterli olmamaktadır. Böyle durumlarda da doktor biyopsi yapmayı önerir. Biyopsi, tümör küçükse tamamını, büyükse de bir kısmını alarak patoloji tarafından incelenmesi anlamına gelmektedir. Böylece kanser hücreleri çok daha detaylı bir şekilde test edilir ve kesin teşhis de konmuş olur.

 

Kan Kanseri Neden Olur?

Kan Kanseri Neden Olur?

Kan kanserinin oluşmasında genel olarak pek çok sebep vardır. Bunların bazıları önlenebilir bazıları ise önlenemez sebeplerdir. Bilindiği gibi kan kanseri oldukça yaygın olarak görülmektedir ve tedavisi de mümkün olan bir hastalıktır. Ancak insanlar sıkça kan kanseri neden olur diye merak etmektedir. Şimdi bu nedenleri inceleyeceğiz.

Kan Kanserinin Önlenebilen Nedenleri

Kan kanserinin önlenebilen nedenleri de bu nedenleri önlemek de aslında oldukça basittir. İlk olarak bunların çevresel faktörler olduğunu söyleyebiliriz. Mesela yoğun sigara ve alkol kullanımı kan kanserinin nedenleri arasında yer almaktadır. Özellikle sigara tiryakilerinde kanser türlerinin daha fazla görüldüğü bilinmektedir bunun nedeni ise sigaranın içerisinde 100’e yakın zehir bulunmasıdır. Eğer çok fazla sigara tüketiyorsanız ve asla bırakamıyorsanız hastaneye giderek bu konuda yardım alabilirsiniz. Aynı şekilde alkolün de kanser üzerindeki etkisi kanıtlanmıştır. Bu nedenle alkolü olabildiğince az tüketmelisiniz. Bu şekilde kan kanserinin önüne geçebilirsiniz.

Kan kanserinin önlenebilen diğer nedenlerine bakarsak karşımıza radyasyon ve güneş ışığı çıkmaktadır. Telefon, televizyon ve bilgisayar gibi çok yüksek radyasyon yayan her şeyden mümkün olduğu kadar uzak kalmalısınız. Mesela yattığınız odada telefonun bulunmaması bu açıdan çok önemlidir zira radyasyonun da kanser üzerindeki etkisi kanıtlanmıştır. Güneş ışığından korunmak için de sık sık güneş kremi kullanmalı hatta güneş kremi kullanmadan güneşe çıkmamalısınız.

Bunların haricinde sağlıksız beslenmek ve spor yapmamak da kansere neden olabilmektedir. Bu yüzden mutlaka sağlıklı beslenmeli ve 15 dakika bile olsa günlük olarak basit egzersizler yapmalısınız.

Kan Kanserinin Önlenemez Nedenleri

Kan kanserinin önlenemez nedenleri ise genetiksel faktörlerdir. Buna da örnek olarak D vitamini eksikliği, ailede kanser ya da tümör olması ve bebeklerde 2 yaşından sonra görülen viral enfeksiyonlardır.

Önlenemez olsa da D vitamini eksikliği durumlarında takviye gıdaların kullanıldığını söyleyebiliriz. Fakat bu durum kanserin önüne geçmek için tek başına yeterli olmamaktadır. Ailede kanserin olması da önlenemez kan kanseri nedenleri arasındadır. Bu durumda yapılabilecek bir şey yoktur çünkü vücuttaki hücrelerin kanser hücresi olmaya eğilimi bulunmaktadır. Son olarak 2 yaşından sonra görülen viral enfeksiyonlar da önlenemezdir. Bunun nedeni ise bebeklerin ilk başta annelerinden aldıkları bağışıklık sistemini kullanıp daha sonra kendi bağışıklık sistemlerini oluşturmasıdır. Bu dönemde enfeksiyon kapmaları da ne yazık ki normaldir.

Kan Kanseri Nasıl Anlaşılır?

Kan Kanseri Nasıl Anlaşılır?

Kan kanseri hem çocukları hem de yetişkinleri etkileyen bir kanser türüdür. Çocuklarda en çok görülen kanser türü olarak bilinen kan kanseri, günümüzde pek çok tedavi yöntemi kullanılarak kolaylıkla tedavi edilebilmektedir. Bu nedenle hiçbir şekilde endişe edilmemesi gerekmektedir zira stresin hastalık üzerinde olumsuz bir etkisi bulunmaktadır. Şimdi kan kanseri belirtilerinden söz edeceğiz.

Kan Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Genel olarak hem yetişkinlerde hem de çocuklarda kan kanserinin benzer belirtileri bulunmaktadır. İlk olarak vücudun belli başlı yerlerinde morarmalar olabileceğini söyleyebiliriz. Kan üreten hücreler zarar gördüğü için bu morarmaların olması oldukça normal olarak görülmektedir. Eğer vücudunuzun bazı yerlerinde, durduk yere morluklar ortaya çıkıyorsa mutlaka bir doktora danışmalısınız. Hatta bazı durumlarda morluklara küçük kırmızı noktalar da eşlik edebilmektedir. Toplu iğne başı kadar küçük olarak görülen bu döküntüler de kan kanseri nasıl anlaşılır sorusuna cevap niteliğinde olabilmektedir ve dikkat edilmektedir.

Morluklar ve kızarıklıklara vücudun sürekli enfeksiyon kapması ve yüksek ateş de etki etmektedir. Bunun nedeni ise kanser hücrelerinin, bağışıklık sistemi hücrelerine zarar vermesi hatta yok etmesidir. Bu durumun sonucu olarak da vücudumuz kendini savunamaz ve sürekli olarak hasta oluruz. Hastalıklar ise genel olarak yüksek ateşe neden olmaktadır. Bahsettiğimiz şekilde sürekli hasta oluyorsanız da mutlaka doktora görünmelisiniz.

Kan kanserinin anlaşılması için bu belirtiler tek başına yeterli olmamaktadır. Yani bahsettiğimiz belirtilere sahip olmanız kesin olarak kan kanseri olduğunuz anlamına gelmemektedir. Kesin teşhis için mutlaka doktora görünmeli ve gereken tüm testleri yaptırmalısınız. Bu testlerin başında kan testleri ve doku testleri gelmektedir. Özellikle yapılan kan testleri ile kan sayımlarınız gerçekleşir ve kanser hücreleri kendini belli eder. Ancak bu da yeterli değildir. Kan kanserinin kesin olarak anlaşılması için mutlaka biyopsi ve MR gibi diğer teşhis yöntemlerinden yardım alınmalıdır. Zira pek çok hastalık kanser ile karıştırılabilir ya da kanser hücresi olmayan sağlıklı hücreler, kanser hücreleri ile karıştırılabilir. Böyle bir durum yaşamamak için kesinlikle gereken tüm testleri yaptırmalı ve doktorunuzu öncesinde güzelce araştırmalısınız. Bu süreçte ek olarak erken teşhisin ne kadar önemli olduğunu ve erken teşhis edildiğinde iyileşme olasılığınızın daha yüksek olacağını unutmamalısınız.

 

Kan Kanseri Evreleri

Kan Kanseri Evreleri

Kan kanserinin vücutta ne kadar yayıldığını tanımlamak için evre kelimesi kullanılmaktadır. Eğer kan kanseri vücudun diğer organlarına yayılmışsa, evrenin sayısı da bu duruma paralel olarak artış gösterecektir. Bu yüzden kan kanseri evrelerini tespit etmek oldukça önemlidir.

Kan Kanseri Evreleri Nelerdir?

Kan kanseri yani lösemi evrelerini tanımlamak için uygulanması gereken pek çok test vardır. İlk olarak akciğerlerin durumuna bakılır bunun için akciğer grafisi çekilmektedir. Ardından bilgisayarlı tomografi ve manyetik rezonans görüntüleme yani MR gibi teşhis yöntemleri kullanılır. Daha sonra ise gereken kan testleri yapılır ve tüm bunlara göre hem teşhis konur hem de kan kanseri evresi belirlenir.

Eğer yalnızca kandaki mutlak lenfosit sayısında bir artış varsa bu evre 0 olarak adlandırılmaktadır. Mutlak lenfosit sayısının artması, lenf bezlerinin büyümesine de neden olduysa bu da evre 1 olarak adlandırılır. Evre 2’de ise mutlak lenfosit sayısının artması hem lenf bezlerini hem de dalağı etkilemiş ve her ikisinin de büyümesine neden olmuştur. Kan kanserinde evre 3, kansızlığın gelişmeye başladığı evredir. Son evre olan evre 4’te ise trombositler azalmaya başlar.

İlk evrelerde tedavi genellikle ilaçlar ve kemoterapi gibi yöntemler ile gerçekleşmektedir. Evre 3 ve evre 4’te ise kemik iliği nakli gibi tedavi yöntemlerine başvurulur. Teşhisten sonra ilk olarak hastanın yakından izlenmesi gerekmektedir. Bu süreçte kemoterapi uygulanmaz. Ardından hastanın vücudunun verdiği reaksiyonlara göre kemoterapi tedavisi uygulanmaktadır. Kemoterapi ilaçlarının bir kısmı ağızdan alınırken bir kısmı da damardan uygulanmaktadır. Genel olarak zor bir süreç olsa da hasta enfeksiyon kapmadığı sürece kemoterapi sırasında herhangi bir problem yaşanmaz.

Başka bir tedavi yöntemi ise radyoterapidir. Burada ise amaç X ışınlarını kullanarak kanser hücrelerini öldürmektir. Kan kanserinde evre 2 döneminde başvurulan bir yöntem olarak bilinmektedir ve farkllı çeşitleri bulunmaktadır. Eğer bu tedavilerden yanıt alınamazsa cerrahi müdahale ile tümörün alındığı evreye geçilir. Bu da her hastada mümkün olmayabilir çünkü bazı hastalarda tümör oldukça büyüktür. Son olarak tüm  bu tedavi yöntemlerinde başarısız olunursa kemik iliği nakli yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntem ile hastanın %90 sağlığına kavuşma ihtimali bulunmaktadır.

 

 

 

 

İlik

İlik

Kemik iliği, vücudumuzdaki büyük kemiklerin içerisinde en merkezdeki doku olarak bilinmektedir. Vücut ağırlığının %4’lük kısmını oluşturan kemik iliğinin tamamı sağlıklı bir yetişkinde ortalama olarak 2.6 kg olmaktadır.

İlik Çeşitleri Nelerdir?

Toplamda 2 çeşit ilik bulunmaktadır. İlik çeşitleri kırmızı ve sarı olmak üzere ikiye ayrılır. Kırmızı ilik, süngerimsi kemikte yer alır ve akyuvar, alyuvar ile trombosit üretimini üstlenmiştir. Sarı ilikte ise bazı akyuvarlar üretilmektedir ayrıca içerisi yağ hücresi ile dolu olduğu için sarı renkte olduğu bilinmektedir. Her iki ilik çeşidinde de milyonlarca kılcak kan damarı bulunmaktadır.

Doğumdan sonra ilk olarak tüm kemik ilikleri kırmızı olmaktadır. Zamanla vücuttaki kırmızı ilikler sarıya dönüşür ve sarı ilik oranı yıllar geçtikçe artar. Kırmızı ilikler genellikle yassı kemiklerde yani kaburga, kürek ve kafatası gibi kemiklerde bulunmaktadır. Sarı ilikler ise uzun kemiklerin ortasında kalan boşlukta bulunur. Sarı iliklerin sayısı ile kırmızı iliklerin sayısı sağlıklı bir vücutta genellikle aynı olsa da, vücut kan kaybettiği zaman sarı iliklerin bir kısmı da kırmızı iliğe dönüşür böylece kan üretiminin de hızlanması sağlanır. Ayrıca kemik iliği içerisinde 3 çeşit kök hücre bulunmaktadır.

İlik Hastalıkları Nelerdir?

Kemik iliği oldukça önemli bir dokudur ve kemik iliği hastalıkları da oldukça ciddidir. Bu hastalıklara verilebilecek en büyük ve en yaygın örnek kemik iliği kanseridir. Kemik iliği kanserinde alyuvar, akyuvar ve kan pulcukları üretiminde azalma görülür. Bu da vücudun sürekli olarak enfeksiyon kapmasına neden olur. Eğer zamanında tedavi edilmezse ölümle sonuçlanabilmektedir. Ancak günümüzde gelişen tıp sayesinde kolaylıkla kemik iliği nakli yapılmaktadır. Kemik iliği nakli sayesinde hastalık ileri seviyelerde olsa bile iyileşme olasılığı oldukça yüksektir. Kemik iliğinde yer alan kan hücrelerinin kanser hücresine dönüşmesiyle de kan kanseri yani lösemi hastalığı olmaktadır. Lösemi de kemik iliği kanseri gibi tedavisi olan bir hastalıktır.

Kemik iliğinde meydana gelen hastalıkların teşhisi için kemik iliğinden bir iğne ile örnek alınmaktadır. Böylece gerekli testler yapılır ve hızlı bir şekilde hastalık belirlenir. Kemik iliğindeki hastalıklardan kaynaklı olan kanser türlerinde kemoterapi ve radyoterapi oldukça başarılı sonuçlar vererek kanser hücrelerini öldürmektedir. Fakat bu iki tedavi yöntemi bir yandan bağışıklık sistemine zarar verdiği için mutlaka bir yandan da ilaç tedavisi uygulanmalıdır.

 

 

İlik Nakli Vericiden Nasıl Alınır?

İlik Nakli Vericiden Nasıl Alınır?

İlik nakli günümüz şartlarında oldukça kolaydır ve kısa sürmektedir. Önemli olan uyumlu bir donör bulmak ve vakit kaybetmeden ilik naklini gerçekleştirmektir. İlik nakli genellikle kanserin son evresinde başvurulan bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir ve oldukça başarılı sonuçlar elde edilmektedir. Dediğimiz gibi burada önemli olan uyumlu donörü bulabilmektedir.

İlik Nakli Aşamaları

İlik nakli yapılmadan önce hastaya gerekli doku ve kan testleri yapılmaktadır. Daha sonra ilik nakli yapmak için arayış başlar. İlk olarak tamamen uyum sağladığı için hastanın kardeşlerine doku testleri yapılır. Genel olarak kardeşlerle uyum sağlansa da bazen kardeşler arasında doku uyumu olmayabilir. Böyle bir durumda doku uyumu olan başka bir verici aranız. İlik nakli vericisi aranırken doku uyumuna ek olarak yaş, cinsiyet gibi önemli kriterler de göz önünde bulundurulmaktadır. Çünkü bunlar da oldukça önemli kriterlerdir.

İlik naklinden önce arayış yapılırken ilk olarak benzer yaş gruplarına ve cinsiyetlere bakılır. Bunun en büyük nedeni ise doku uyumudur. Bilindiği gibi vücudumuzda bağışıklık sistemi bulunmaktadır ve bağışıklık sistemi hücreleri, vücuda dışarıdan gelen yabancı madde ve hücrelere karşı korur. İlik nakliyle gelecek olan kök hücreler de doku uyumu olmazsa yabancı madde gibi algılanacak ve yok edilmeye çalışılacaktır. Eğer böyle olursa kemik iliği naklinin herhangi bir amacı kalmamış olur. Çünkü ilik naklinin amacı sağlıklı kök hücrelerin vücuda nakil edilmesi ve kan üretiminin sağlanmasıdır. Böyle olmaması için doku uyumu önemlidir. Bir yandan doku uyumu kadar kök hücrelerin yaşları da önemlidir bu yüzden de hasta ile verici arasındaki yaşa da dikkat edilmelidir.

Tüm bu aşamaların geçtiğini ve en uygun donörün bulunduğu düşünürsek geriye sadece nakil işlemi kalır. İlik nakli vericiden nasıl alınır diye özellikle verici yani donörler merak etmektedir. Bu işlem genel anestezi ile yapıldığı için verici herhangi bir şey hissetmez. Nakil için özel olarak üretilen iğnelerin kullanıldığı bu evrede, kemik içine girilerek gereken kemik iliği alınır. Daha sonra da hastaya damar yoluyla enjekte edilir. Gördüğünüz gibi ilik nakli oldukça kolay ve acısız olmaktadır.

İlik Nakli Sonrası

İlik Nakli Sonrası

İlik nakli öncesinde ve sonrasında dikkat edilmesi gereken pek çok durum bulunmaktadır. Genellikle kanserin son evresinde ihtiyaç duyulan kemik iliği nakli oldukça önemli bir işlemdir ancak bir o kadar da kolaydır. Sadece az sonra bahsedeceğimiz durumlara çok dikkat edilmelidir.

İlik Nakli Nasıl Gerçekleşir?

İlik naklinin yapılabilmesi için öncelikle kanser hücrelerinin yok edilmesi gerekmektedir. Bu işlem için ise kemoterapi ve radyoterapi tedavileri uygulanmaktadır. Bu süreç oldukça önemlidir ve hastanın enfeksiyon kapmaması gerekmektedir. Daha sonra hastaya uygun bir donör aranır. Donör için öncelikle hastanın kardeşleri arasındaki uyuma bakılır. Eğer kardeşlerinin dokuları uyumluysa gerekli olan kemik iliği, kardeşlerden nakil edilir. Ancak kardeşlerle doku uyuşmazlığı yaşanırsa doku uyumu olan başka bir verici bulunur. Daha sonra nakil işlemine başlanır.

Genellikle donörler ilik nakli nasıl gerçekleşir diye merak ederler ancak işlem oldukça kolaydır. Genel anestezi yapılan vericiden belli bir miktar kök hücre alınır ve bunun için özel iğneler kullanılmaktadır. Daha sonra alınan kök hücreler hastaya nakil edilir. Nakil işlemi damar yolundan yapılmaktadır.

İlik Nakli Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

İlik nakli bahsettiğimiz gibi gerçekleştikten sonra hastanın ve çevresindekilerin çok dikkatli olması gerekmektedir. Özellikle de ilk 1 ay çok önemlidir zira yeni hücreler vücuda alışmaya başlar ve bu süreçte doku uyumsuzluğu olup olmadığı da ortaya çıkar.

Bazı durumlarda yeni gelen kök hücreler, vücuttaki hücreleri kendilerine düşman olarak görüp yok etmeye çalışabilir. Bu oldukça zararlı bir durumdur ve mutlaka doktor tarafından takip edilmelidir. Bazen de bu durumun tam tersi olur ve vücuttaki hücreler yeni nakil edilen kök hücreleri yok etmeye çalışabilir. Bu durumların yaşanmaması için ilik nakli sonrası dikkat etmek çok önemlidir. Doktor tarafından nakil edilen hücrelerin takip edilmesi ve hastanın enfeksiyon kapmaması için dikkatli olunması gerekmektedir. Elbette bu süreçte hastanın kendisine de çok iş düşmektedir.

İlik naklinden 3 ay sonra hücreler tamamen alışır ve kan üretmeye başlar. Bu süre de önemlidir çünkü bazen 3 ay sonra da sorun çıkabilmektedir. Doktorlar, kemik iliğinden sonraki 1 yılın hasta için önemli olduğunu belirtmektedir.

İlik Nakli Riskleri

İlik Nakli Riskleri

İlik nakli, bazı kanser türlerinde geçerli olan bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Bu yöntem ile günümüzde pek çok kanser hastası sağlığına kavuşmaktadır. İlik nakli ile sağlıklı bir vericiden kök hücreler alınır ve damar yolu ile hastaya nakil edilir. İlik nakli çeşitlerine baktığımızda karşımıza Otolog ilik nakli ve allojenik ilik nakli çıkmaktadır. Şimdi bu iki farklı yöntemin risklerinden söz edeceğiz.

Otolog İlik Nakli Riskleri

Otolog ilik naklinin riskleri hem uzun süreli hem de ani olabilmektedir. İlk olarak radyoterapinin yan etkilerine benzeyen yan etkiler görülebileceğini söyleyebiliriz. Bunlar enfeksiyon, bulantı, kusma, ağız yaraları, yorgunluk gibi yan etkilerdir. Bahsettiğimiz yan etkiler her ne kadar risk grubunda görülse de kısa süreli durumlar olduğu için çok önemli değildir. Ancak bazı durumlar oldukça riskli ve kalıcı olabilmektedir.

Uzun vadeli yan etkiler olarak adlandırabileceğimiz riskler ise kısırlık, katarakt, erken menopoz, tiroid sorunları, başka bir kansere yakalanma riski ve akciğer/kemik hasarlarıdır. Bunları önlemenin bir yolu olmadığı gibi her hastada olacak diye bir koşul da bulunmamaktadır. Bu nedenle endişe edilecek bir durum olmadığını söyleyebiliriz. Otolog ilik nakli riskleri genel olarak doku uyuşmazlıklarının bir sonucu olarak bilinse de, dokular uyumlu olduğunda da bu sorunlar yaşanabilmektedir. Yani tamamen şans işi olduğunu söyleyebiliriz. Nakilden sonra hasta kendine çok iyi baksa bile bu durumlar ne yazık ki olabilmektedir.

Allojenik İlik Nakli Riskleri

Allojenik ilik nakli risklerine baktığımızda da en yaygın olarak enfeksiyonların görüldüğünü söyleyebiliriz. Bir kanser hastasının özellikle de iyileşme döneminde enfeksiyon kapması oldukça sakıncalıdır. Bu nedenle nakilden önce ve sonra çok dikkat edilmelidir.

Genel olarak baktığımızda Allojenik ilik nakli risklerinin de benzer olduğunu söyleyebiliriz. Bunların kısa sürenleri yine bulantı, kusma ve yorgunluk gibi risklerdir. Büyük yani uzun vadeli olanlar ise aynı şekilde kısırlık, katarakt ve başka bir kanser türüne yakalanma gibi risklerdir. Burada karşımıza yeni çıkan risk ise Graft Versus Host hastalığıdır. GVHH olarak bilinen bu hastalık, vücuda giren yeni kök hücrelerin kendi bağışıklık sistemi hücrelerini üretmesi sonucunda oluşur. Yeni kök hücreler, vücuttaki hücrelere saldırır ve yok etmeye başlar. İki türü olan bu hastalığın doktor tarafından mutlaka kontrol altına alınması gerekmektedir.

İlik Nakli Nedir?

İlik Nakli Nedir?

İlik nakli, kanser hastalarının son evresinde kemoterapi ya da ameliyat gibi tedavi yöntemleri işe yaramadığı zaman başvurulan bir yöntem olarak bilinmektedir. İlik nakli yapıldıktan sonra hasta 3-4 haftalık bir süreç içerisinde iyileşmektedir. Ancak bazen doku uyuşmazlığı gibi problemlerden ya da hastalığın çok fazla ilerlemesinden kaynaklı olunarak bu tedaviden olumlu sonuçlar alınamayabilmektedir.

İlik Nakli Kimler Arasında Olur?

İlik naklinin olabilmesi için ilk olarak dokuların tamamen uyumlu olması gerekmektedir. Eğer bir kanser hastasına ilik nakli yapılacaksa ilk olarak aynı anne ve babadan olan kardeşlere bakılır. Genellikle kardeşlerin dokuları birbiri ile istenen düzeyde uyumlu olmaktadır. Ancak bazen kardeşler arasında da doku uyuşmazlığı olabilir ya da hastanın kardeşi olmayabilir. Böyle bir durumda eğer aile de uygun görürse yeni bir kardeş fikri oldukça mantıklıdır. Çünkü yeni doğan kardeşlerden alınan plasentalar istenilen doku uyumuna sahip olmaktadır. Üstelik bu plasentalar oldukça zengindir.

Kardeş ya da yeni kardeş alternatifleri mümkün değilse de doku uyumu olan yeni bir donör arayışına girilir. İlik nakli yapılacak kişiler ile verici yani donör arasında bazı testler yapılması gerekmektedir. Bu testler ilk olarak doku uyumunun olup olmadığı ile ilgilidir. Bunun için doku bankalarından yardım alınabilir. Eğer birden fazla doku uyumu olan donör bulunursa da gerekli olan kan sayımları yapılır ve kök hücreleri en fazla kan üreten donörler seçilir.

İlik Nakli Nasıl Yapılır?

İlik naklinin yapılabilmesi için öncelikle donöre bazı belgeler imzalatılmalıdır. Ardından vericiye genel anestezi uygulanır. Kemik içinden hastaya yetecek kadar iliğin alınması için özel iğneler kullanılır ve bu işlemler oldukça kolay işlemlerdir. Vericiden yeteri kadar ilik alındıktan sonra, hastaya damar yolu ile bu ilik nakil edilir. İlik nakli sonrası dikkat edilmesi gereken bazı durumlar vardır.

Vücudumuzdaki bağışıklık sistemi hücreleri, vücudumuza yabancı bir hücre girdiği zaman onu öldürmek ister bu nedenle doku uyumunun çok büyük önemi vardır. Eğer yapılan testlere rağmen en küçük bir uyumsuzluk varsa nakil işleminden sonra yeni gelen sağlıklı hücreler, vücudumuz tarafından öldürülür. Bu nedenle nakil sonrası ilk 3 hafta çok önemlidir. Eğer bir problem yaşanmazsa hasta %90 oran ile sağlığına kavuşur.