İlik Kanseri

İlik Kanseri

İlik kanseri, akyuvar hücrelerinin normal düzeyin üzerinde çıkması ile kendini gösteren bir kanser çeşidi olarak bilinmektedir. Kan hücrelerinin artması ile başlayan ilik kanseri oldukça yaygın görülen kanser çeşitlerinden bir tanesidir. Kemik iliğinde üretilen kan hücrelerinin artmasının pek çok nedeni bulunabildiği gibi bu artış kendiliğinden de olabilir ve lösemi adı da verilen ilik kanserine yol açar.

İlik kanseri yetişkinleri çocuklara göre 10 kat daha fazla etkileyen bir kanser çeşididir ve erken teşhis ile müdahale edildiğinde iyileşme oranı oldukça yüksektir. Eğer hastalık hızla ilerliyorsa akut ilik kanseri ve yavaş ilerleme varsa da kronik ilik kanseri adı verilmektedir.

İlik Kanseri Neden Olur?

İlik kanseri kendiliğinden olabileceği gibi az sonra söz edeceğimiz sebeplerden dolayı da meydana gelebilmektedir. Bu sebeplerin en yaygın olanlarından biri aşırı derecede radyasyona maruz kalmaktır. Günümüzde telefon ve bilgisayar kullanımının artması bu durumun en büyük nedenidir. Ayrıca kimyasal maddelerin etkisi altında kalmak, genetik faktörler ve down sendromu gibi de nedenler bulunmaktadır. Hastanelerde yapılan kan testleri sonucunda ortaya çıkan ilik kanserinin nedeni de bu testler ile az çok belirlenebilmektedir. Ancak her zaman kesin nedeni bulmak mümkün olmamaktadır. Teşhis konduktan sonra hastalığın derecesine göre hızlı bir şekilde tedavi yöntemleri belirlenir. Hastanın bu dönemde moralinin yüksek tutulması oldukça önemli bir faktördür.

İlik Kanseri Belirtileri

Hastalık ne yazık ki ilk evrelerde kendini belli etmemektedir. Ancak bir süre geçtikten sonra bazı belirtiler ile hastalığın anlaşılması mümkün olabilmektedir. İlik kanseri belirtileri şu şekildedir; halsizlik, sık sık enfeksiyon kapmak, özellikle diş etlerinde kanamaların artması, vücutta morlukların meydana gelmesi, böbrek rahatsızlıkları, bulantı ve kusma. Bu belirtiler arasından özellikle kanamalar çok sık meydana gelmektedir. Diğer belirtiler başka hastalıkların da habercisi olabileceği için çok fazla önemsenmez fakat özellikle diş etlerinde ya da burunda meydana gelen kanamaların ciddiye alınması gerekmektedir. Tüm kanser çeşitlerinde olduğu gibi ilik kanserinde de en önemli şey erken teşhistir. Hastalığın tedavisi erken teşhisle mümkün olduğu için bu belirtileri dikkatlice takip etmek ve bir ya da birkaç tanesi yaşanılıyorsa hemen bir doktora görünmek çok önemlidir.

İlik Kanseri Belirtileri Nelerdir?

İlik Kanseri Belirtileri

İlik kanseri bir dokuda bulunan hücrelerin belirli bir düzen içerisinde bölünmemesinden ve bir anda çoğalmasından ortaya çıkmaktadır. Kanser türleri arasında en tehlikeli olan türlerden biri olan ilik kanseri belirtileri erken fark edilirse hastalığın tedavisi mümkün olmaktadır. Eğer hastalık çok ilerlediyse de kemik iliği nakli gibi işlemler ile tedavi mümkün olabilmektedir. Ancak dediğimiz gibi az sonra da söz edeceğimiz ilik kanseri belirtilerini takip etmek ve erkenden doktora gidip teşhil konulmasını sağlamak hastalık sürecinde büyük rol oynamaktadır. Şimdi bu belirtilerden bahsedeceğiz.

İlik Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda ve yetişkinlerde ilik kanseri belirtileri birbirinden farklı olabilmektedir. Ancak genel olarak benzer belirtilerin yaşandığını söyleyebiliriz. İlk belirti olarak halsizlikten bahsedebiliriz. Halsizlik pek çok hastalığın genel belirtisi olarak bilindiği için çok önemsenmemektedir. Ancak oldukça önemli bir belirtidir. Genellikle hastalığın ilk 2-3 haftasından sonra yoğun bir şekilde bitkinlik hissi kendini göstermektedir. Eğer yaşadığınız bitkinlik ve halsizlik hissi günlük işlerinizi etkileyecek boyuta geldiyse mutlaka bir doktora görünmelisiniz. İkinci belirti olan çabuk yorulma da ilk belirtiye benzerdir. Aynı şekilde günlük işlerinizi etkileyecek kadar çabuk yoruluyorsanız bu durum da hastalık habercisi olabilir ve hemen doktora görünmeniz gerekebilir.

Diğer bir belirti ise yüksek ateştir. Çocuklarda ilik kanseri belirtilerinden neredeyse en belirgini olan yüksek ateş, yetişkinlerde de görülebilmektedir. Eğer gerekli tedavi yöntemleri uygulandığı halde günlerce geçmeyen yüksek ateş sorunu ile karşı karşıya gelinirse yine mutlaka doktor kontrolü altına alınmalıdır. Yüksek ateşin ilik kanseri ile ilişkisi de, kanserin vücudun bağışıklık sistemini ciddi oranda etkilemesidir. Eğer bağışıklık sistemi güçlü olmayan bir vücutta yüksek ateş problemi varsa, bunu geçirmek de mümkün olmayacaktır. Özellikle bebeklerin bağışıklık sistemi yetişkinlere ve çocuklara göre daha güçsüz olduğu için bebeklerde ilik kanseri belirtilerinin en yaygın olanı yüksek ateş olmaktadır. Aynı şekilde burun ve diş eti kanamaları da ilik kanseri olan bir hastada sıkça görülür ve oldukça yoğun olur. Böyle bir durumda da doktora başvurulması oldukça önemlidir. Hatta vücudun başka bölümlerinde de kanamalar görülebilir. Ek olarak nedensiz morarmalar ve küçük kan toplamaları ilik kanserinin belirtileri arasında yer almaktadır.

Kanser Nedenleri Nelerdir?

Kanser Nedir

Bildiğiniz gibi vücudumuzdaki organlar hücrelerden oluşmaktadır ve sağlıklı vücut hücrelerinin tamamı bölünerek çoğalmaktadır. Ölen hücreler de bu şekilde yenilenir ya da hasar gören dokular hücrelerin bölünmesi sayesinde iyileşir. Sağlıklı hücrelerin bölünmeleri için belirli olan bir sayı vardır. Bu sayıdan daha fazla yani kontrolsüz bölünme ise kanser hücrelerinin yaptığı bir durumdur. Kanser hücreleri, sağlıklı hücreler gibi bilinçli bölünmezler ve bir anda sayıları gereğinden fazla olmaya başlar. Kanser hücrelerinin birikmesi, zararlı yani kötü huylu tümörlerin oluşmasına neden olur.

Kanser hücrelerinin tümörden ayrılıp kan dolaşımına katılması da kanserin diğer organlara da yayılmasına neden olur. Bu duruma tıpta metastaz adı verilmektedir. Genel olarak kanser nedir sorusunun yanıtı bu şekildedir. Kanserin pek çok farklı türü bulunmaktadır. Bölgelere ve organlara göre kanser isimleri değişse de olayın temelini bu şekilde özetleyebiliriz. Ayrıca yavaş ilerleyen kanser türleri kronik, hızlı ilerleyen ve yayılan kanser türleri ise akut olarak adlandırılmaktadır. Kanserin türüne göre de belirlenen tedavi yöntemleri uygulanır.

Kanser Nedenleri Nelerdir?

Kanser teşhisi konsa bile kesin olarak nedeni belirlenememektedir. Ancak yapılan araştırmalara göre birkaç temel neden ortaya çıkmıştır ve kanser nedenleri bunlara bağlanmaktadır. Kanser nedenlerini genel olarak çevresel ve genetik faktörler olarak ikiye ayılabiliriz.

Çevresel nedenler sigara ve alkol kullanımı, güneşte çok uzun süre kalma, radyasyona uzun süre maruz kalma, bazı kimyasal maddeler ve virüsler, hava kirliliği ve sağlıksız beslenme olarak bilinmektedir. Genetik faktörler ise down sendromu ya da ailede bu durumun kalıtsal olması durumları örnek gösterilebilmektedir.

Kanser Belirtileri Nelerdir?

Her kanser türünün kendine göre bariz olan belirtileri olsa da bazı belirtiler tüm kanser çeşitlerinde geçerli olmaktadır. Bunun nedeni ise tüm kanser tiplerinde hücrelerin görevlerini yerine getirememesinden kaynaklı olarak kolay enfeksiyon kapma riskidir. Bu durum da sık sık hastalanma ve düşmeyen yüksek ateş gibi sorunları beraberinde getirir. Bunlara ek olarak halsizlik, iyileşmeyen yaralar, vücudun belli yerlerinde çıkan ağrısız şişlikler, kanama ve morarmalar, hazımsızlık, yorgunluk, uyku hali ve benlerde meydana gelen renk değişiklikleri kanser habercisi olabilmektedir.

 

 

Kanserden Korunma Yolları

Kanserden Korunma Yolları

Kanser hem ülkemizde hem de dünya çapında en fazla görülen hastalıklardan bir tanesidir yani oldukça yaygındır. Eğer erken teşhis edilmezse sonuçları ölümcül olabilmektedir. Bu nedenle kanserden korunma yollarını bilmek ve bunları mümkün olduğunca uygulamaya çalışmak oldukça önemlidir. Yazımızda kanserden korunmak için neler yapılabileceğinden söz edeceğiz.

Kanserden Korunma Yolları Nelerdir?

Kanserden korunma yollarının en başında sigara ve alkol alışkanlıkları gelmektedir. Sigara içerisinde 100’e yakın zehir bulunmaktadır ve bundan dolayı pek çok organa zarar vermekte ve kansere neden olmaktadır. Akciğer başta olmak üzere ağız, gırtlak, karaciğer, yemek borusu ve mide kanserlerinin en büyük nedeni sigara olarak bilinmektedir. Aynı şekilde alkol kullanımı da kanseri tetiklemektedir. Alkol de ağız, karaciğer, kalın bağırsak ve boğaz gibi pek çok kanser türüne neden olmaktadır. Eğer alkol bağımlısı olduğunuzu düşünüyorsanız mutlaka en yakın hastaneye giderek bu konuda yardım almalı ve tedavi olmalısınız. Sigara için de pek çok hastanede sigara bırakma bölümleri yer almaktadır. Bu şekilde hem sigarayı hem de alkolü bırakabilirsiniz.

Uzun süre radyasyona maruz kalmak da kanser yapan şeyler arasında yer almaktadır. Radyasyonda ve güneş ışığından mümkün olduğu kadar uzak durmalısınız. Güneşe çıkarken mutlaka güneş kremleri kullanmalı ve güneşin zararlı ışınlarından bu şekilde korunmalısınız. Aynı şekilde uzun süre solaryuma girmek de kanser riskini ciddi anlamda arttırmaktadır.

Kanserin enfeksiyonlarla da olabileceğini düşünerek mutlaka enfeksiyonlardan korunmalısınız. Bunun için özellikle AIDS hastalığından uzak durmak amacıyla güvenli bir cinsel yaşama sahip olmanız oldukça önemlidir.

Kanserin en büyük düşmanlarından biri ise sağlıklı beslenmek ve düzenli olarak spor yapmaktır. Sağlıklı beslenmek yalnızca diyet yapmak ve aç kalmak değildir. Burada bahsettiğimiz şey vücudunuzun ihtiyaç duyduğu tüm besinleri düzenli olarak almaktır. Düzenli spor da organlarımızın düzgün çalışmasını sağladığı için kanserle savaşmaktadır. En etkili kanserden korunma yollarından ikisi olan beslenme ve sporu kesinlikle unutmamalı hatta bunları bir rutin haline getirmelisiniz.

Son olarak kanserin tedavisi olduğunu unutmamalı ve mutlaka genel olarak belirtileri bilmelisiniz. Kanserin belirtilerini bilerek bu belirtiler başladığında doktora gitmeniz erken teşhis konmasını sağlar. Böylece hastalık ilerlemeden hemen harekete geçirilir ve tedaviye en kısa zamanda başlanır.

Lenf Kanseri ve Belirtileri

Lenf Kanseri ve Belirtileri

Lenf kanseri diğer ismi ile lenfoma, ülkemizde sık görülen kanser türlerinden bir tanesidir. Ancak diğer tüm kanser türleri gibi erken teşhis ile kısa sürede tedavi edilebilmektedir. Erken teşhis için mutlaka lenf kanseri belirtilerini bilmeniz ve dikkatli olmanız gerekmektedir. Bu nedenle yazımızda sizlere en yaygın lenf kanseri belirtilerinden söz edeceğiz. Bu belirtilerin birkaçını yaşıyorsanız mutlaka doktora görünmelisiniz.

En Yaygın Lenf Kanseri Belirtileri

Lenf kanseri vücudumuzda bulunan lenf bezlerindeki hücrelerin birden hızlı bir şekilde bölünerek çoğalmaya başlaması ile gerçekleşen bir hastalıktır. Eğer hastalık en başında fark edilmezse, kanser hücreleri tüm vücuda yayılmaya başlar ve tedavisi çok zor bir hale gelir. Bu nedenle az sonra söz edeceğimiz belirtileri yaşıyorsanız doktora gitmelisiniz.

İlk olarak lenf bezlerindeki hücreler çoğaldığı için lenf bezlerinde büyüme başlar. Bu büyüme de şişliklere neden olur. Buradaki sorun ise şişliklerin ağrısız olmasıdır. İnsanlar herhangi bir ağrı yaşamadıkları için ilk başta bu şişlikleri fark etmez ya da çok fazla önemsemez. Lenf kanseri belirtilerini biliyor olmanız bu nedenle çok önemlidir.

Eğer bahsettiğimiz şişlikleri fark etmezseniz gün geçtikçe daha fazla büyürler ve bu da damarlara baskı yapmalarına neden olur. Şişlikler damarlara baskı yapmaya başlayınca ağrı ve acılarınız da başlar. Bu da hastalığın ilerlediğini gösteren en büyük nedenlerden bir tanesidir ve artık doktora gitmeniz gerekmektedir.

Lenf kanserinin en önemli belirtisi az önce bahsettiğimiz şişliklerdir. Ancak bu şişliklere de bazı belirtiler eşlik edebilmektedir. Öncelikle yüksek ateş, halsizlik ve sürekli uyku hali başlar. Bu belirtiler de ilk başta dikkat çekici boyutta olmaz ancak daha sonra günlük işlerinizi bile etkilemeye başlar. Ardından bir anda kilo vermeye başlarsınız. Bu da oldukça önemli bir belirtidir. Elbette bu belirtilerin tamamını yaşamak zorunda da değilsiniz. Hatta herhangi bir belirti olmadan yalnızca lenf bezlerinizin şişmesi de lenf kanseri olduğu anlamına gelebilmektedir. Öyle ki bazı durumlarda lenf bezleri bile bahsettiğimiz seviyede şişmeyebilir. Kanser böyle bir hastalıktır, hastaların bazen en son evrede fark etmelerinin sebebi de budur. Özellikle kronik kanser türlerinde hastalık o kadar yavaş ilerler ki son evreye kadar herhangi bir belirti göstermez.

Kemik Kanseri ve Oluşum Süreci

Kemik Kanseri

Yetişkin bir insanın iskelet sisteminde 206 tane kemik bulunmaktadır ve kemiklerin içerisinde yumuşak lifli bir yapı bulunmaktadır. Bu yapı kemik iliği olarak adlandırılır ve kırmızı doku olarak bilinir. Kemik kanseri ise kemik içerisindeki normal yani sağlıklı hücrelerin birdenbire büyümeye ve kontrolsüz olarak çoğalmaya başlaması ile gerçekleşir. Kanser hücrelerinin çoğalması da tümör oluşumuna neden olmaktadır. Hatta bu hücreler daha sonra tümörden koparak kan dolaşımına katılırsa, kanser diğer organlara da yayılmaktadır.

Kemik kanseri türleri temel olarak 3 tanedir. Bunlar Osteosarkom ve Ewing Sarkomu, Kondrosarkom ve Kordoma olarak bilinmektedir. Osteosarkom ve Ewing Sarkomu, en yaygın kemik kanseri türü olarak bilinir ve özellikle çocuklarda daha fazla görülmektedir. Kondrosarkom ise kıkırdak kanseridir ve çocuklarda çok fazla görülmemektedir. Son olarak kordoma ise alt omurilikte başlamaktadır.

Kemik Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Kemik kanseri belirtilerine baktığımızda temel olarak 3 tane belirti olduğunu söyleyebiliriz. Bunların ilki ağrıdır. Hastalığın ilk başlarında tümörün bulunduğu kemiklerde ağrılar başlar. İlk baştaki ağrı oldukça hafiftir ve sürekli kendini göstermez. Ancak daha sonra dayanılmaz bir hale getir. Eğer tümör büyümeye devam ederse eklem şişliği ve sertliği oluşmaya başlar. Bu da kemik kanseri belirtilerinin ikincisidir. Hareket etmeyi sınırlandıran bu şişkinlik kısa süreli ağrılar da yaratabilmektedir. Eğer tümör çok büyükse ve kemiği kıracak kadar şiddetliyse topallama da gerçekleşebilir. Bu da bir diğer belirtidir. Hastalar genellikle şişlik oluştuktan sonra doktora danışmaktadır. Ancak ağrı evresinde mutlaka doktora gidilmelidir. Her ne kadar tüm kemik ağrılarının sonucu kemik kanseri olmasa da bu konuda önceden önlem almak oldukça önemli bir noktadır. Bu belirtiler haricinde kilo kaybı, yüksek ateş ve halsizlik gibi yan belirtiler de olabilmektedir.

Kemik Kanseri Teşhisi

Yukarıda saydığımız belirtilerden sonra doktora göründüğünüz zaman doktor size bazı kan testleri yapacaktır. Ardından kemik yapılarınızı görmek amacıyla X ışınları yardımıyla kemik taraması ve ardından bilgisayarlı tomografi, MR ve PET gibi testler yapılacaktır. Bu işlemlerin ardından kemik kanseri teşhisi konursa biyopsi yapılarak kanser tümörün mümkünse tamamı ya da bir parçası alınır ve patolojiye gönderilir.

 

Kök Hücre Transplantları

Kök hücre transplantları, bazı kanserleri tedavi etmek için kullanılan çok yüksek dozda kemoterapi veya radyasyon terapisi ile imha edilmiş kişilerde kan oluşturan kök hücreleri restore eden prosedürlerdir.

Kan oluşturucu kök hücreler önemlidir çünkü farklı kan hücrelerine dönüşürler . Ana kan hücreleri şunlardır:

  • Bağışıklık sisteminizin bir parçası olan ve vücudunuzun enfeksiyonla savaşmasına yardımcı olan beyaz kan hücreleri
  • Vücudunuzda oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri
  • Kan pıhtılarına yardımcı olan trombositler

Sağlıklı olmak için üç tür kan hücresine ihtiyacınız var.

Kök Hücre Transplantları Çeşitleri

Bir kök hücre nakli sırasında, damarınızdaki bir iğne yoluyla sağlıklı kan oluşturan kök hücreleri alırsınız. Kan dolaşımına girdikten sonra, kök hücreler kemik iliğine giderler , burada tedaviyle yok edilen hücrelerin yerini alırlar. Transplantlarda kullanılan kan oluşturan kök hücreler, kemik iliğinden, kan dolaşımından veya göbek kordundan gelebilir. Transplantlar olabilir:

  • Otolog, yani kök hücreler sizden geliyor, hasta
  • Allojenik, yani kök hücreler başka birinden gelir. Bağışçı bir akraba olabilir ama aynı zamanda ilgili olmayan biri olabilir.
  • Syngenik, yani kök hücreler aynı ikizinizden geliyor, eğer varsa

Olası yan etkileri azaltmak ve allojeneik kök hücre transplantları işe yaraması olasılığını arttırmak için, donörün kanı oluşturan kök hücreleri, belirli şekillerde sizinkilerle uyuşmalıdır. Kan oluşturan kök hücrelerin nasıl eşleştiği hakkında daha fazla bilgi için doktorunuza da danışabilirsiniz.

Kök Hücre Transplantları Kansere Karşı Nasıl Çalışır?

Kök hücre nakilleri genellikle doğrudan kansere karşı etkili değildir. Bunun yerine, çok yüksek dozda radyasyon tedavisi, kemoterapi veya her ikisi ile tedavi edildikten sonra kök hücreler üretme becerinizi kurtarmanıza yardımcı olurlar .

Bununla birlikte, multipl miyelomda ve bazı lösemi tiplerinde , kök hücre nakli doğrudan kansere karşı çalışabilir. Bu, allojeneik transplantasyonlardan sonra ortaya çıkabilen graft-versus-tümör adı verilen bir etki nedeniyle gerçekleşir. Graft-versus-tumor, donörünüzün (greft) beyaz kan hücreleri, yüksek doz tedavilerinden sonra vücudunuzda (tümör) kalan kanser hücrelerine saldırdığında ortaya çıkar. Bu etki tedavilerin başarısını artırır.Böylece kök hücre transplantları konusunda da daha net bir şekilde hareket edilmiş olacaktır. Elbette yine doktorun vermiş olduğu kararlar doğrultusunda hareket edilmesi gerekmektedir.

İlik Nakli Yapılabilmesi İçin Gerekli Şartlar Nelerdir?

İlik nakli, vericilerden alınan kök hücrelerin lösemili hasta çocuğa enjekte edilmesi işlemidir. Çocukluk döneminde daha çok karşılaşmakta olduğumuz lösemi hastalığında, yaklaşık olarak 2.5-3 yıl kadar kemoterapi tedavisi uygulanır. Ancak tedaviye yanıt verilmediği takdirde ya da çok acil ve özel vakaların meydana geldiği durumlarda, ilik nakli yapılması gerekir. İlik nakli yapılmadığı takdirde, kan hücreleri bozulmaya ve kan yapısını değiştirmeye hızla devam ederler ve ölümcül sonuçlar meydana gelebilir. Bu nedenle ilik nakli son derece büyük bir öneme sahiptir ve kolaylıkla yapılabilen bir işlemdir. İlik naklinin yapılabilmesi için ilk olarak gerekli olan şartlar arasında aile üyelerinden hücrelerin alınması yer alıyor.

Uygulamada Dikkat Edilmesi Gerekenler

Anneden, babadan ve kardeşlerden alınması gereken hücreler, vakit kaybetmeksizin derhal lösemili hastaya damar yoluyla enjekte edilir. 3 haftalık bir süreç sonunda ise, hücrelerin kana uyum sağlayıp sağlamadığı göz önüne çıkar. Eğer uyum sağlanmışsa, kan hücreleri derhal hızlı bir şekilde yapılanmaya, kendini yenilemeye ve üretime başlarlar. İlik nakli yapılabilmesi için ilk şart birinci derece akrabalık olsa da, dışarıdan her hangi bir kimsede belli koşullar kapsamında hücre vericisi olabiliyor. 18 ile 50 yaş arasında olan, kilosu 50 kg olan ve her hangi bir sağlık problemi olmayan herkeste kök hücre vericisi olarak birçok lösemili çocuğun hayatını kurtarabilir. Ameliyathane ortamında uyutularak alınan kök hücreler damar yolu enjektesiyle lösemili hastaya verilir. Başarı oranı ise yaklaşık olarak %43 ile %83 arasındadır.

Uyum Önem Taşıyor

Başarı sağlayan ve hücreleri uyum sağlayan lösemili çocuklar, 1 senenin sonunda artık sağlıklı olan yaşantılarına yeniden dönebilirler. Aynı zamanda ek kan verilmesi şartı da ortadan bu şekilde kalkıyor. Çocuklar sağlıklı yaşamlarına kısa süre içerisinde dönüş sağlayabiliyorlar. Diğer şartlar içerisinde ise vericilerin sağlıklı olması ya da her hangi bir hastalık geçirmemiş olması yer alıyor. Ayrıca donörlere ekstradan kan verilmesine gerek kalmıyor. Kullanılan demir ilaçları sayesinde, sağlık normale dönebiliyor. Çok gereksinim duyulan ilik naklinde aranan en önemli şartın ise kök hücrelerin uyumlu olmasıdır.

 

 

İlik Nakli Nedir?

Çocuklarda daha fazla görülmekte olan ve kanser türlerinden biri olarak bilinen lösemi, ilik nakli yapılmadığı sürece kötüye giden bir süreçten oluşur. Çocukluk dönemlerinde sıkça karşılaşmakta olduğumuz ve ilik naklinin yapılması şart koşulan lösemi hastalığı, toplam da yaklaşık olarak 3 yıllık bir kemoterapi tedavisi sürecine tekabül eder. Peki nedir ilik nakli ve nasıl yapılır? Yapılmadığı takdirde neler meydana gelir? Gibi pek çok soru da akıllarda yer alıyor. Lösemili çocuklar için yaklaşık 3 yıl boyunca uygulanan bir tedavi mevcuttur. Ancak çocukların bünyesi bu tedaviye yanıt vermediği takdirde, ilik nakli yapılması şart hale geliyor. Bazen tedavilere cevap alınamayan durumlarda bazense özel durumlardan kemiğe ilik nakli yapılması şart koşuluyor.

Nasıl Yapılır

İlik nakli, sağlam bireylerden alınan kan ve kök hücrelerin, lösemili hücrelere aktarılmasıdır. Bu durum birinci derece akrabalar arasında yapılabiliyor. Genellikle kan ve doku yapıları uyuşan anne ve babalardan, kardeşlerden, uygun olan akraba vericilerinden kemik iliği nakli sağlanabiliyor. Kök ve dokular birbirine uyum sağladığı takdirde, iyileşme süreci derhal devreye giriyor ve lösemi hastalığı yavaşça kendini yok etmeye başlıyor. İlik nakli yapılması için ilk şart elbette önceden uygulanan tedaviye yanıt alınamamasıdır. Yanıt alınamadığı zaman ya da çok acil ve özel vakalar meydana geldiğinde ilik nakli yapılabiliyor. Genel anestezi altında ve genel bir operasyonla alınan dokular, yine aynı işlem altında lösemili hücrelere aktarılır.

 İlik naklinin yapılabilmesi için mutlaka ana ve kök hücrelerin dolu açısından uyum sağlıyor olması gerekir. Ufak yan etkileri olan ilik nakli, yapılmadığı takdirde, tedaviye yanıt alınsa dahi hastalık ilerleyen zamanlarda yeniden kendini gösterebilir. Bu nedenle yanıt alınamayan tedavi sonuçlarında mutlaka ilik naklinin uygulanması gerekir. Ancak uygun ilik naklinin yapılabilmesi için gerekli olan tüm test ve araştırmaların da yapılması gerekir. Genel olarak uygulanan ilik nakilleri ise, olumlu sonuçlar verir ve yaklaşık olarak %43 oranında iyileşme sürecine gidilir. İlik nakli aynı zamanda doğmamış bir kardeşten alınan ana ve kök hücreler eşliğinde de sağlanabilen bir uygulamadır.

İlik Nakli Nasıl Yapılır?

İlik nakli genel olarak bakıldığında aslında özel bir tedavi yöntemidir. Çocukluk çağında daha fazla meydana gelen ve lösemi hastalığı olarak bilinen bu hastalık bir kanser türüdür. Çoğu zaman tedaviye yanıt verilir ancak tedaviye yanıt alınamadığı zamanlar, ilik nakli yapılması şarttır. İlik nakli, lösemili çocuklara, birinci derece akrabalarından alınan ana ve kök hücrelerin aktarılması ile yapılan bir işlemdir. Genel anestezi altında gerçekleştirilen bir operasyon sayesinde alınan kök hücreler lösemili hastaya aktarılır ve böylece yeni tedavi süreci başlamış olur. Ana ve kök hücreler ameliyathane ortamında alınır. Anneden, babadan, kardeşten, doğmamış kardeşten, dondurularak saklanan kemik iliklerinden ve özellikle damarlarda dolaşan kan hücrelerinden alınan ana ve kök hücreler uyum sağladığı takdirde ilik nakli gerçekleştirilir.

Uygulama Nasıl Yapılır

Alınan ana ve kök hücreler dondurulur. Gerektiği zaman verilir. Genel anestezi ile uyutularak yapılan bu işlemler sonrasında başarı ve iyileşme oranı yaklaşık olarak %43 oranındadır. Tamamen bu işlem için özel olarak geliştirilen iğneler kemik iliği naklinde kullanılır. Kemikten ilik almak ve yine kemiğe hücreleri enjekte edebilmek için özel iğneler kullanılır. Özel iğneyle alınan ana ve kök hücreler aynı şekilde özel iğneyle lösemili hücrelerin içerisine enjekte edilir. Nakil işlemleri yapıldıktan sonra yaklaşık olarak 3 haftalık bir süreç geçmesi beklenir. Eğer hücreler birbiri ile uyum sağlarsa, kan hücreleri çalışmaya ve kendini yenilemeye başlar. Hızlı bir şekilde yeni yapım aşamalarına geçilir.

Yaşam Kalitesi Artar

Vericiden alınan ana ve kök hücreler, lösemili hastaya damar yoluyla enjekte edilir. Eğer henüz hücrelerin verilme zamanı gelmemişse, alınan hücreler özel torbalarda dondurularak bekletilir. Kemik ilik naklinde meydana gelen başarı oranları da her geçen gün artmaktadır. İlik naklinin yan etkileri içerisinde ise ufak tefek komplikasyonlar yer alabilir. İlik nakli uygulandıktan sonra, yaklaşık olarak 1 yıl içerisinde lösemili çocuklar artık sağlıklarına tamamen kavuşabiliyor ve normal yaşantılarına da yeniden dönüş sağlayabiliyorlar. Kök hücreler vericiden alınırken ya da donöre verilirken, her hangi bir sakınca yoktur. Alınan hücreler olabildiğince azdır ve zarar vermez.