T Cell Lenfoma

T Cell Lenfoma

T cell lenfoma, lenfomaların  tüm lenfoid malinitelerin %10‐12’sini oluşturur. Bu anlamda ise lenfoma çeşitleri arasında oldukça riskli bir grubu oluşturuyor. Çünkü lenfoma hastalığının diğer çeşitleri hızlı bir şekilde ortaya çıkmıyor. Fakat T Cell lenfoma hızlı bir şekilde kendisini gösterdiği için, hastanın bir anda yaşamsal fonksiyonlarının riske girme olasılığı oldukça yüksektir. Bu yüzden hastalığın meydana getirmiş olduğu önemli belirtiler kişi tarafından dikkate alınmalıdır. Dikkate alınmayan her belirti, zamanı geldiğinde daha farklı bir boyutta kendisini gösteriyor. Bu durum ise hastalığın evrelerinin sonuna geldiğini ve kurtulma şansının yüzde 1-2 civarında olduğunu belirtiyor. Kişi lenfoma hastalığına yakalandıktan sonra kişi içi süreçlerinde bir takım aksaklıklar oluşuyor. Eski gücü kalmıyor ve kendisini devamlı olarak yorgun hissediyor. Yine aynı şekilde vücudunda bezeler çıkıyor ve basınç yapıyor.

T Cell Lenfoma Tanısını Nasıl Koyulur?

Bir hastalığın net bir şekilde belirlenmesi için teşhis ve tanılar önemlidir. Bu yüzden t cell lenfoma hastalığının tanısının bir uzman tarafından konulması gerekiliyor. Tanı konulurken hasta, bir takım işlemlere tabii tutuluyor.  Bunlardan birinci sırası fizik muayene alıyor. Doktor burada cildi dikkatli bir şekilde kontrol ederek şişmiş olan lenf nodular hakkında fikir sahibi oluyor. İkinci adımda cilt biyopsisi yapılıyor. Doktor lenfoma hücrelerini aramak adına cilt lezyonunun küçük bir bölümünü çıkarıyor. Üçüncü sırayı kan testleri alıyor. Kan testindeki amaç lenfoma hücrelerinin ne halde olduğuna bakmaktır. Dördüncü sırada kemik iliği biyopsisi yapılıyor. kemik iliği örneği lenfoma hücrelerine bakmak adına test ediliyor. Son sırayı ise görüntüleme teknikleri alıyor. Bilgisayarlı tomografi sayesinde doktor rahatsızlığın değerlendirilmesi adına kullanıyor.

T Cell Lenfoma Tedavisi İçin Neler Yapılıyor?

Lenfoma’nın türüne bağlı olarak tedavi şekilleri farklılaşıyor. T cell lenfoma tedavisinde üç adet tedavi şekilleri uygulanıyor. Bunlardan birincisi kanserin çıkarılması için ameliyatın yapılmasıdır. Bu noktada kanser ve kansere bağlı oluşan dokular cerrahi bir müdahale ile birlikte alınıyor. İkinci tedavi şeklinde radyasyon terapisi uygulanıyor. Burada x ışını ve protonlar hastanın kanserli hücrelerine yansıtılıyor ve amaç kanserli hücreleri yok etmeye çalışmaktır. Üçüncü tedavi yöntemi ise kemoterapi olarak karşımıza çıkıyor. Bu tedavi şekli sayesinde var olan kanserli hücreler ortadan kaldırılmaya çalışılıyor.