İlik Nakli Riskleri

İlik Nakli Riskleri

İlik nakli, bazı kanser türlerinde geçerli olan bir tedavi yöntemi olarak bilinmektedir. Bu yöntem ile günümüzde pek çok kanser hastası sağlığına kavuşmaktadır. İlik nakli ile sağlıklı bir vericiden kök hücreler alınır ve damar yolu ile hastaya nakil edilir. İlik nakli çeşitlerine baktığımızda karşımıza Otolog ilik nakli ve allojenik ilik nakli çıkmaktadır. Şimdi bu iki farklı yöntemin risklerinden söz edeceğiz.

Otolog İlik Nakli Riskleri

Otolog ilik naklinin riskleri hem uzun süreli hem de ani olabilmektedir. İlk olarak radyoterapinin yan etkilerine benzeyen yan etkiler görülebileceğini söyleyebiliriz. Bunlar enfeksiyon, bulantı, kusma, ağız yaraları, yorgunluk gibi yan etkilerdir. Bahsettiğimiz yan etkiler her ne kadar risk grubunda görülse de kısa süreli durumlar olduğu için çok önemli değildir. Ancak bazı durumlar oldukça riskli ve kalıcı olabilmektedir.

Uzun vadeli yan etkiler olarak adlandırabileceğimiz riskler ise kısırlık, katarakt, erken menopoz, tiroid sorunları, başka bir kansere yakalanma riski ve akciğer/kemik hasarlarıdır. Bunları önlemenin bir yolu olmadığı gibi her hastada olacak diye bir koşul da bulunmamaktadır. Bu nedenle endişe edilecek bir durum olmadığını söyleyebiliriz. Otolog ilik nakli riskleri genel olarak doku uyuşmazlıklarının bir sonucu olarak bilinse de, dokular uyumlu olduğunda da bu sorunlar yaşanabilmektedir. Yani tamamen şans işi olduğunu söyleyebiliriz. Nakilden sonra hasta kendine çok iyi baksa bile bu durumlar ne yazık ki olabilmektedir.

Allojenik İlik Nakli Riskleri

Allojenik ilik nakli risklerine baktığımızda da en yaygın olarak enfeksiyonların görüldüğünü söyleyebiliriz. Bir kanser hastasının özellikle de iyileşme döneminde enfeksiyon kapması oldukça sakıncalıdır. Bu nedenle nakilden önce ve sonra çok dikkat edilmelidir.

Genel olarak baktığımızda Allojenik ilik nakli risklerinin de benzer olduğunu söyleyebiliriz. Bunların kısa sürenleri yine bulantı, kusma ve yorgunluk gibi risklerdir. Büyük yani uzun vadeli olanlar ise aynı şekilde kısırlık, katarakt ve başka bir kanser türüne yakalanma gibi risklerdir. Burada karşımıza yeni çıkan risk ise Graft Versus Host hastalığıdır. GVHH olarak bilinen bu hastalık, vücuda giren yeni kök hücrelerin kendi bağışıklık sistemi hücrelerini üretmesi sonucunda oluşur. Yeni kök hücreler, vücuttaki hücrelere saldırır ve yok etmeye başlar. İki türü olan bu hastalığın doktor tarafından mutlaka kontrol altına alınması gerekmektedir.