Böbrek Nakli Sonrası Vericinin Durumu

Sevdiğimiz kişilere iyilik yapmak, onu sahip olduğu hastalıktan kurtulmasına vesile olmak önemli işlerden birisidir. Bir de bunu kendi organımızı vererek yapabiliyorsak bunun verdiği mutluluk bambaşka olmalı.

Nakil işlemi için vericinin ameliyat öncesi ve sonrasında yapılacak süreç hakkında etraflıca bilgilendirilmesi son derece önemlidir. Böbrek nakli için vericinin ameliyatta zarar görmemesi ve en kısa sürede doğrulması yapılması gereken birinci önceliklerdendir. Böbrek nakli sonrası vericinin durumunun normal koşullara gelmesi için her türlü gayret önemlidir.

Verici böbreğini bağışlamaya karar verdiğinde öncelik olarak vericinin sağlığının korunması için detaylı incelemelerde bulunulacaktır. Yapılan incelemeler sonrası küçükte olsa bir şüphe bulunduğunda organ bağışı işlemi yapılmayacaktır. Canlı vericilerden yapılan böbrek nakli işlemlerinde alıcının böbrekleri alınmamakta yeni böbreğin alıcının sağ veya sol bölgesine nakli gerçekleştirilmektedir.

Böbrek nakli sonrası vericinin durumu konusunda yapılan bazı araştırmalarla gerçeklerin ortaya çıkması amaçlanmıştır. Buna göre, böbrek vericisi olan kişilerin böbrek nakli sonrası yaşamları kısalmamakta ve sağlıkları bozulmamaktadır. Bu durumun aksine verici olmak isteyen kişi üzerinde yapılan incelemelerde belirlenen problemler sayesinde erken tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. Böbrek nakli vericisi olmak için hiçbir engeli bulunmayan adaylar ilgili merkezlerce detaylı ve uzun bir takip sürecine alınarak bağışlarına engel olabilecek sigara, kilo gibi durumları düzeltilmektedir. Yapılan tüm hazırlıklar, tetkikler sonrası vericinin ameliyatta hiçbir risk yaşamayacağı anlamına gelmemelidir. Çünkü en küçük bir ameliyatta hatta cerrahi operasyonlarda bile sıfır risk olmadığına göre, böbrek vericisi içinde aynı koşulların bulunduğunu bilmek faydalı olacaktır. Böbrek nakli sonrası vericinin durumunun en iyi koşullarda sağlanması için vericinin ameliyat öncesi durumu çok iyi analiz edilmeli, risk analizleri yapılmalı ve ameliyatın gerçekleştirilmesi için en uygun merkezin seçilmesi gerekmektedir. Böbrek nakli için vericinin zarar görmemesini sağlamak işlemi yapacak merkezin birincil görevi haline gelmelidir.

Böbrek nakli sonrası verici, tek böbrekli olacağı için tuz alımına dikkat etmelidir. Tuz alımına dikkat etmediği takdirde aşırı kilo artışı ve yüksek tansiyon gibi sorunlarla karşılaşabilirler. Nakil sonrası vericinin tek böbrekle yaşımını sürdürebilmesi için hazırlık aşamasında pek çok test uygulanır. Verici böbrek nakli sonrası normal sağlık koşullarına dikkat etmek koşulu ile hayatına kaldığı yerden sağlıklı bir şekilde devam edebilmektedir.

Böbrek Nakli Sonrası Yaşam Süresi

Böbrek nakli sonrası yaşam süresi hastaların ve çevresindeki insanların merak ettiği konulardan birisidir. Günümüzde gerçekleştirilen organ nakillerinde tahmin edilen yaşam süresi alternatif olarak söylenilen diyaliz tedavisine oranla oldukça iyidir. Böbrek nakli işlemleri birçok merkezde %99 oranında başarı ile gerçekleştirilebilmektedir.

Böbrek nakli sonrası kişilerin yaşam süresi ve kalitesi neredeyse sağlıklı bir insan gibi olmaktadır. Hastanın diyalize girdiğinde bağlı olduğu makine böbrek dokusundaki tüm görevlerini tamamıyla yerine getiremediğinden dolayı diyaliz hastaları istediği gibi su içememekte ve yemek yiyememektedir. Zamanla birlikte kansızlık, kalp, damar hastalıkları gibi birçok problemle karşılaşabilirler. Hastalar bu sebeplerden ötürü ve zamanlarının önemli bir bölümünü diyaliz merkezlerinde geçirdiklerinden dolayı sağlıklı bir yaşam koşulları konusunda zorlanmaktadırlar.

Böbrek nakli sonrası ise kişilerin diyaliz hastalarının diyaliz merkezlerinde geçirdikleri süre ve sebeplerden göz önüne alındığında  yaşam kalitesi oldukça artmaktadır. Nakil işlemi sonrası hastalar iş yerlerine ve hayatlarına sağlıklı birer birey olarak dönmektedirler.

Böbrek nakli sonrası hastaların yaşam süreleri diğer tedavi yöntemlerine göre 2-3 kat daha fazla olabilmektedir. Bunun önemli sebeplerinden birisi de diyaliz yöntemi ile böbrek fonksiyonlarının %5 gibi oranlarda gerçekleştirebilir olmasıdır. Ayrıca diyaliz tedavisinde birçok komplikasyon bulunmaktadır. En önemli yan etkileri ise yukarıda da belirtildiği üzere kalp damar sisteminde oluşturduğu bir takım sorunlar, kireçlenmedir.

Böbrek nakli sonrası yaşam süresi hakkında araştırmalar incelediğinde bulunan sonuçlar şu şekildedir:

  • 0-19 yaş aralığında yer alan kişilerin diyaliz tedavisi ile beklenilen yaşam süreleri 26 yıl iken böbrek nakli ile yaşam beklentisi 39 yıldır.
  • 20-39 yaş aralığında yer alan kişilerin diyaliz tedavisi ile beklenilen yaşam süreleri 14 yıl iken böbrek nakli ile yaşam beklentisi 31 yıldır.
  • 40-59 yaş aralığında yer alan kişilerin diyaliz tedavisi ile beklenilen yaşam süreleri 11 yıl iken böbrek nakli ile yaşam süreleri 22 yıl olabilmektedir.

Kişilerin sosyo-ekonomik, kültürel yaşam kalitelerindeki artışın ön plana çıkmasıyla birlikte böbrek nakli de önemli bir konu haline gelmiştir. Böbrek yetmezliği sorunu yaşayan ve diyalize giren hastaların böbrek nakline yönelmesi yaşam sürelerinin ve kalitelerinin artması açısından oldukça önemlidir. Bu bakımdan hastaların en yakın sağlık kuruluşuna giderek böbrek nakli için uygun olup olmadıklarını öğrenebilirler.

Böbrek Nakli Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli?

Böbrek nakli sayesinde kişiler sağlık bir yaşam için önemli bir yol kat etmiş olurlar. Çoğu hasta gerçekleştirilen nakil işleminden 1-2 ay sonra işlerine ve yaşamlarına geri dönmektedirler. Fakat hastalar neredeyse ikinci yaşam olarak kabul edilen bu dönemde böbrek nakli sonrası organlarını ve sağlıklarına son derece özenle dikkat edilmelidir.

Vücudumuz nakli gerçekleştirilen organları birer yabancı madde olarak algılamaktadır. Vücudumuz tarafından nakil edilen organa karşı olan tepkiyi gündelik hayatımızda vücudumuza giren bir mikroba olan tepkiye benzetebiliriz. Rejeksiyon adı verilen bu olay ise böbrek nakli sonrası ortalama olarak birkaç hafta içerisinde görülmektedir. Fakat bu olay aylar, yıllar sonrada görülebilmektedir. Bu nedenlerden ötürü böbrek nakli gerçekleştirilen hastaların yaşamlarının geri kalan bölümlerinde anti-rejeksiyon ilaçları almak durumunda kalabilirler. Gerçekleştirilen böbrek nakilleri işlemlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasının sebeplerinden birisi de hastaların doktorun tavsiye ettiği ilaçlarını kullanmamasıdır. Bu bakımdan böbrek nakli sonrası kişilerin tavsiye edilen ilaçları kullanmasına dikkat edilmelidir.

Rejeksiyon durumunun minimuma indirilmesi için aşağıda belirtilenleri yapmanız tavsiye edilmektedir.

  • Doktorunuz tarafından verilen ilaçları tavsiyesi doğrultusunda almalısınız.
  • Doktorunuz aksini söylemedikçe ilaç kullanımını bırakmamalı ve ilacın dozajını değiştirmemelisiniz.
  • İlacınızı belirtilen saatlerde düzenli olarak almalısınız.
  • İlacınızı içmeyi unuttuğunuz durumlarda hatırladığınız hemen almaya gayret edin. Eğer unuttuğunuz ilaç diğer ilacın vaktine çok yakınsa unutulan ilacı almamalı ve normal dozunuzu almalı ve saatleri değiştirmemelisiniz.
  • Tatil günlerinizi planladığınızda ilaçlarınızı da ona göre ayarlamalı ve ilaç stoğunuza dikkat etmelisiniz.
  • Doktor tavsiyesinde bulunmadan özellikle kullandığınız başka ilaçlar varsa rejeksiyon tetikleyecek ilaçlar kullanmamalısınız.
  • Doktorunuzun tavsiyesi dışında lokman hekim ilaçlarını kullanmamalısınız.
  • Eğer gideceğiniz doktor yeniyse doktorunuza böbrek nakli işlemi gerçekleştiğini belirtmeyi unutmayın. Oluşacak yan etkiler ve enfeksiyon gibi durumlarda doktorunuza başvurmaya dikkat edilmelidir.

Böbrek nakli sonrası kendinize olan güveniniz tedavi sürecinizi de etkilemektedir. Çünkü nakil sonrası işlerine dönen ve başarılı olan çok sayıda insan bulunmaktadır. Futbolcu Ivan Klasnic, basketbol oyuncusu Alonzo Harding, kayak şampiyonu olan çok sayıda isim böbrek nakli sonrası hayatlarını nasıl başarılı bir şekilde sürdüklerine güzel bir örnektir. Sizlerde bu örnekleri göz önünde bulundurarak böbrek nakli sonrası yaşamınızın iyi olacağına kendinizi inandırmalı ve doktorunuzun tavsiyelerine dikkat etmelisiniz.

Böbrek Nakli Sonrası

Artık yep yeni bir gün ile karşı karşıyasınız. Sevdikleriniz, aileniz ve yeni bir hayat… Sağlıklı yaşamınızı uzun yıllar boyunca devam ettirmek için çok daha yakınsınız. Böbrek nakli sonrası sağlıklı bir yaşam için ilaçlarınızı düzenli olarak kullanmaya devam etmeli, kontrollerinizi yaptırmalı ve genel olarak sağlık kurallarına titizlikle uymalısınız. Birçok hastane ve kuruluş böbrek nakli sonrası hastasını takip edip destek vermektedir. Fakat ameliyat sonrası problemlerin daha çok görüldüğü ilk yıl dikkatli olmak çok önemlidir. Böbrek nakli sonrası hastaların büyük bir çoğunluğu ilk yıl sonunda sağlıklarına kavuşmaktadırlar.

Nakil sonrasında hastaların takip edilebilmesi için düzenli olarak kan verirler. Yapılan bu tetkikler sayesinde böbreğin durumu ve verilecek ilaçların dozajları ayarlanmaktadır. Yapılacak olan kontroller cerrahlar ya da nefroloji doktoru tarafından gerçekleştirilir. Böbrek nakli sonrası yapılacak kontroller hastanın özellikle belirttiği durumlar ve doktorların uygun gördüğü periyotlarda gerçekleştirilir. Yapılan muayene ve diğer tahlil işlemleri sonucunda genel durumunuz değerlendirilecek ve uygun görülürse diğer bölümlerden de destek istenilir. Nakil gerçekleştiren kişilerin sağlık durumlarına göre hekimlerle görüşmeleri sağlık koşullarının dengede tutulabilmesi için oldukça önemlidir.

Nakil sonrası yapılacak ilk biyokimya kontrol işlemleri ameliyat sonrasındaki iki gün içerisinde yapılmaktadır. Kontrol yapıldıktan sonra doktorların taleplerine göre ortalama olarak yine haftada iki kez biyokimya kontrollerini için hekiminize uğramanız gerekecektir. Sonrasında ise uygun görüldüğü takdirde haftada 1, ayda 1 şeklinde kontrol aralıkları belirlenecektir.

Yukarıda anlatılan bazı rutin kontrol işlemleri dışında farklı tetkiklerde yapılmaktadır. Örneğin, kanda virüs tespiti (hepatit b-c virüsleri gibi), şeker tespiti (hba1c), idrar gibi bazı tetkikler uygulanabilmektedir.

Eğer ameliyat olan hastalar başka şehirlerde ikamet ediyorlarsa bu tetkikler için hekimleri ile konuşarak kendi bulundukları illerde tahlillerini yaptırıp sonuçlarını fax, e-mail gibi yollarda hekimlerine göndererek telefon ile değerlendirme yapabilirler.

Böbrek nakli sonrası aşağıda belirtilen durumların ortaya çıkması durumunda hastane ya da hekiminiz ile iletişime geçmeyi ihmal etmeyin:

  • Hastanın ayak, el bileklerinde şişkinlik
  • Sık tekrarlayan kusma ve ishal durumları
  • Vücut sıcaklığının 38 derecenin üzerinde seyretmesi
  • Sık öksürük ve nefes darlığı
  • İdrarın azalması, yanma hissi ve renk değişimi oluşması
  • Aniden gerçekleşen düşük-yüksek tansiyon durumlarında hastane ya da hekimiz ile irtibata geçmelisiniz.

Böbrek Nakli Nasıl Yapılır ?

Günümüzde önemli problemlerden biri olan böbrek yetmezliği için yapılan tedavi yöntemlerinden birisi de böbrek naklidir. Yapılan böbrek nakli sayesinde kişiler uzun ve sağlıklı bir yaşam sürebilmektedir. Birçok gelişmiş ülkede yapıldığı gibi ülkemizde de bu yöntem başarılı bir şekilde uygulanmaktadır.

Böbrek Nakli Nasıl Yapılır?

Günümüz koşullarında böbrek nakli ameliyatı için kullanılan birçok teknik evrenselleşmiştir. Böbreğin çıkarılma işlemi için son yıllarda laparoskopik yöntem kullanılsa da artık son teknolojilerle birlikte retroperitonoskopik yöntemler uygulanmaktadır. İleri ameliyat teknolojisinin kullanılmasıyla birlikte böbrek nakli işlemleri daha sağlıklı bir şekilde yapılabilmektedir. Böbrek nakli canlıdan ve kadavradan olmak üzere iki şekilde gerçekleştirilmektedir.

Canlıdan Böbrek Nakli Nasıl Yapılır?

Canlıdan yapılan böbrek nakil işlemi için kişiden böbrek alımı gerçekleştirilmektedir. Önceden belirlenen plan çerçevesince verici ameliyata alınır. Vericiye yapılan ameliyatın ilk bölümü tamamlandığında böbrek nakli yapılacak alıcı ameliyathaneye alınır. Verici kişinin ameliyatında böbreğin çıkarıldığı bölümüne gelindiğinde alıcının ameliyat için hazırlıkları tamamlanır. Böbreği çıkarıldığında kansız kalacağı için bu süre mümkün olduğunca çok kısa tutulmalıdır. Daha sonra ameliyat nakil işlemleri tamamlanmaktadır.

Kadavradan Böbrek Nakli Nasıl Yapılır?

Kadavradan alınan böbrek ile yapılan nakil işlemleri beyin ölümü gerçekleşmiş verici üzerinden gerçekleştirilmektedir. Vericiden çıkartılan böbrek 4 derece soğuk bir ortam altında nakil işlemi için bekletilir. Burada böbrek nakli için zaman oldukça önemlidir. Çünkü nakli yapılacak böbreğin aşırı bekletilmeden işlemlere geçilmesi gerekir. 24 saatten fazla olan bekleme sürelerinde böbreğin hemen çalışmama gibi risk koşulları artmaktadır. Nakil işlemi için alıcı ameliyata hazırlanır ve böbrek kutudan çıkarılıp ve damarlar belirtilen şekilde dikilebilir hale getirilir.

Böbrek Nakli İçin Ameliyat Günü

Böbrek nakli yapılacak gün alıcı ve verici için son derece önemlidir. Ameliyat işlemi gerçekleştirilecek alıcı ve vericinin odalarında beklediğinde onlara bir takım anestezi ilaçları verilir. Böylece ameliyat ortamına girmeden önce rahatlamaları sağlanır. Ameliyat işlemine ilk olarak verici kişi alınmaktadır. Daha sonra ortalama 1 saat gibi bir sürede alıcı ameliyata alınmaktadır. Ameliyattaki kişilere öncelikle anestezi işlemi uygulanmaktadır. Böylece ameliyat işleminde bir şey hissetmemeleri sağlanır.

Organ Nakli Kanunu

Ülkemizde organ naklinin yasalarca güvence altına alınarak ticaretinin engellenmesi, adil ve şeffaf biçimde organların nakil işlemlerinin gerçekleştirilmesi için kanunlar çıkarılmıştır. Bu sayede organ nakli bekleyen kişilere büyük umut kaynağı olan organ nakil işlemleri sorunsuzca gerçekleştirilebilmektedir. Organ nakli kanunu resmi gazete de “Organ ve Doku Alınması, Saklanması, Aşılanması ve Nakli Hakkında Kanun” şeklinde geçmekmektedir.

Organ Nakli Kanunu 29 Mayıs 1975 tarihinde 2238 kanun numarası ile kabul edilmiştir. Kanunun genel amacı tedavi, teşhis, bilimsel amaçlarla elde edilen organ ve dokuların alınması bunların saklanması, aşılanması ve nakli bu kanunca belirlenmiştir.

Organ nakli kanununda belirtilen organ-doku kelimesinden insan organizmasını oluşturan herhangi bir organ ve parçaları anlaşılmalıdır. Kanunlara göre herhangi bir bedel, çıkar karşılığı organ alınması, satılması yasaklanmıştır. Hatta bilimsel, istatistiki, haber niteliği olması dışında organ alım-verimi için reklam yapmak yasaklanmıştır.

Organ nakli yaşayan veya ölü kişilerden organ alınması olarak iki şekilde gerçekleşmektedir. Yaşayan kişilerden alınacak olan organlar için 18 yaşını doldurması ve akli dengesinin olması şartı bulunmaktadır. Bu şartı yerine getiren kişiler en az 2 tanık huzurunda bilinçli olarak ve etki altında kalmadan önceden verilmiş olan yazılı ve imzalı tutanağı hekime onaylatmak veya en az 2 tanık huzurunda sözlü olarak beyan etmek zorundadır.

Organ nakli kanununda belirtilen bir diğer nokta alınmayacak organ ve dokulardır. Organ verecek kişinin yaşamının tehlikeye sokulmasına neden olacak veya ölümüne yol açan organ ve dokuların alınması yasaklanmıştır. Böylece vericinin hayati durumuna dikkat edilmesi sağlanmıştır.

Organ ve doku alınması için tahlil ve inceleme yapma zorunluluğu bulunmaktadır. Vericinin ve alıcının sağlığı için riskleri azaltmak amacıyla nakilden önce gerekli tıbbi incelemeler ve tahlillerin yapılması ve olurluluk raporunun verilmesi gerekir.

Organ nakli kanunu ile ceza hükümleri de belirtilmiştir. Buna göre, kanuna aykırı bir biçimde organ ve doku alan, saklayan, aracılık yapan, komisyonculuk yapan kişiler hakkında yapılan fiil daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası ve 50 bin liradan 100 bin liraya kadar da ağır para cezasına çarptırılması hükmolunmuştur.

Organ nakli kanunun tamamına ulaşmak için tıklayınız!

Organ Nakli Haftası

Organ nakli haftası ülkemizde her yıl 3-9 Kasım tarihleri arasında “Organ ve Doku Bağışı Haftası” adı altında kutlanmaktadır. Hastalığın tedavi yöntemi sadece organ ve doku nakli ile yapılabilen durumlar hem ülkemiz hem de dünyada yaşanan önemli sağlık problemlerinden biridir.

Organ nakli sayesinde vücutta normal işlevini yapamayan bir organın yerine sağlıklı bir organın bir canlı ya da ölüden alınarak nakil yapılması işlemidir. Kişi hayattayken iradesi ile yaşamı sona erdikten sonra sağlam doku ve organlarının başkalarına nakledilmesine izin vermesi de organ bağışı kapsamına girmektedir.

Türkiye organ nakli konusunda yeterli nakil ekibe, tecrübeli personele ve nakil merkezlerine sahip konumdadır. Ülkemizde yaşanan sıkıntıların başında kadavra bağış oranlarının yetersiz olmasıdır.

Her bağışın yeni bir hayat olduğu aklımızdan çıkarmamak gerekir. Diyanet İşleri Başkanlığı ise bu konuda organ naklinin caiz olduğunu ve bir kişinin organ bağışı yapmasının en büyük yardımlardan biri olarak görülmesi gerektiğine dikkat çekmektedir.

Ülkemizde yapılmakta olan organ bağışları Sağlık Bakanlığı kontrolünde gerçekleşmektedir. Kurulmuş olan Türkiye Organ ve Doku Nakli Bilgi Sistemi ile birlikte yapılacak organ dağıtımlarının adaletli ve şeffaf biçimde gerçekleştirilmesi hedeflenmiştir.

Türkiye’de organ bağışları böbrek, karaciğer, akciğer, kalp, deri, pankreas, ince bağırsak olarak gerçekleşmektedir. Nakiller ise, kornea, kemik iliği ve kalp kapağı nakilleri olarak gerçekleşmekte.

Organ bağışında bulunmak isteyen kişiler bu konuda hastaneler, aile hekimlikleri, il sağlık müdürlükleri ve organ nakli yapan merkezler gibi yerlerden detaylı bilgiye ulaşabilirler. Organ bağışı için kişiler ilgili yerlere giderek iki tanık ile birlikte belgeler imzalanarak bağış kartı sahibi olurlar. Kartı alan kişiler sürekli üzerinde taşıması gerekmektedir. Organ nakli yapmak için kişilerin 18 yaş ve üzerinde olması ve akli dengesinin bulunması yeterli olmaktadır.

Türkiye’de organ nakli yaşayan ve ölüden organ veya doku alma olarak 29 Mayıs 1979 tarihinde düzenlenen 2238 sayılı Organ ve Doku Alınması, Saklanması ve Nakli Hakkındaki Kanun ile düzenlenmiş bulunmaktadır.

Çağımızda yaşanan utanç verici bir durum olan yasal olmayan ve ticari yapılan organ nakilleridir. Özellikle geri kalmış yoksul ülkelerde sık yaşanan bir durum olan oran ticareti çağımızın korkunç belalarından biri olmuştur. Bu bakımdan organ naklinin önemi bilmek, anlatmak ve yasal güvenceler altında işlemini gerçekleştirmek için 3-9 Kasım tarihleri arasında Organ Nakli Haftası olarak kutlanılmaktadır.

Organ Nakli İstatistikleri

Günümüzde organ nakli, organları hasar görmüş hastalara büyük umut olmaktadır. Karaciğer, böbrek, pankreas, deri, kalp kapakçığı, kas, el, yüz, kalp gibi birçok nakilin mümkün hale geldiğini söyleyebiliriz. Bu konudaki bilinçlilik biraz daha artmış olsa da, her yıl Türkiye’de ve dünyada organ nakli bekleyen insanların sayısı oldukça fazla. Geride bıraktığımız yılda vefat eden 1700’e yakın kişinin yalnızca 375’inin organlarının nakline izin verilmiş. Oysa nakil bekleyen hastaların sayısı çok daha fazla. Peki, en çok hangi organın nakline ihtiyaç var?

  • Böbrek nakli: 22.146 kişi
  • Kornea nakli: 2934 kişi
  • Karaciğer nakli: 2223 kişi
  • Kalp nakli: 623 kişi
  • Pankreas nakli: 265 kişi
  • Akciğer nakli: 51 kişi
  • Bağırsak nakli: 5 kişi
  • Kalp kapağı nakli: 4 kişi

Verilere göre kornea nakli ve nakit ihtiyacında yıllar içinde artış olduğu görülüyor. Geçtiğimiz yıl 2934 kornea nakli bekleyen hastanın yaklaşık 2472’sinin nakli gerçekleştirildi.

Bu verilerin yanı sıra her yıl Türkiye’de 2000 kişi organ nakli beklerken hayatını kaybediyor. Vefat eden hastanın ailesinin nakil işlemlerine izin vermemesi nedeniyle sağlam organlar da toprak altında çürüyüp gidiyor. İspanya’nın nüfusuna göre donör ortalaması %35 civarındayken, Türkiye’de bu rakam %5 civarında. Bu da durumun ne kadar ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor.

2015 yılında beyin ölümü gerçekleşen 1969 kişinin sadece 472’sinin ailesi organ bağışına izin verdi. Bu yıl geride bıraktığımız sürede gerçekleşen 333 beyin ölümünün ise 108’inin ailesi organ bağışına izin verdi. Son 5 yıllık tabloya bakacak olursak, Sağlık Bakanlığı’ndan alınan verilere göre; beyin ölümü gerçekleşen 8601 hastanın 2045’inin organ nakli gerçekleştirilmiş. Geride ise organ bağışı bekleyen 6000 kişinin hayallerinin suya düşmesine, belki de organ bağışı beklerken vefat etmesine neden oluyor.

Organ Nakli Nedir?

Kişinin hasar gören ve kullanılamayacak duruma gelen herhangi bir organı için, başka bir kişiden nakil yapılarak gerçekleştirilen operasyona organ nakli denir. Bu nakil, vefat etmiş kişiden ya da canlı kişiden yapılabilir. Birçok organın nakli canlı kişiden yapılırken, kalp nakli için kadavra bedenden yapılmaktadır. Şunu unutmamak gerekir; her an sizin ya da sevdikleriniz için organ nakli gelebilir. Bu nedenle organ bağışı oldukça önemlidir. Çalışır durumda olan organlar toprak altında kalacağına, başka birine hayat verip yeni bir bedende var olmaya devam edebilir.

Organ nakli, temel olarak çok eski zamanlara dayanmaktadır. 18. yüzyıldan bu yana konu üzerinde çalışmalar sürdüren bilim insanları, çalışmayan ve hasarlı olan organın yerine başka bir organın nakil edilebileceğini savunmuşlardır. İlk nakil bir böbrek nakli operasyonu ile gerçekleştirilmiştir. Joseph Murray ve ekibi tarafından 1954 yılında gerçekleştirilen bu operasyon başarı ile sonuçlanmış ve organ nakli de yapılabilir hale gelmiştir. Bunun öncesinde ise 1905 yılında Eduard Zirm bir kornea nakli gerçekleştirmiştir. İnsandan insana yapılabilen nakil işlemi; kalp, akciğer, böbrek, karaciğer, pankreas, ince bağırsak, el, yüz gibi organları kapsamaktadır.

Yapılan bu operasyonları; 1966 yılında yapılan pankreas nakli, 1967’de karaciğer nakli, yine aynı yıl kalp nakli, 1981’de akciğer nakli, 1983’de akciğer lobu nakli, 86’da çift akciğer nakli, 87’de tüm akciğer nakli, 98’de ilk pankreas nakli, aynı yıl el nakli, 2005’te Fransa’da ilk yüz nakli, 2006’ta penis nakli ve 2010 yılında gerçekleşen ilk başarılı tam yüz nakli gerçekleşmiştir. Vücutta görevini yapamayan herhangi bir organ için gerçekleştirilen organ nakli yapılabilmesi için organ bağışı oldukça önemlidir. Bu nedenle hayatta iken kişinin hür iradesi ile yaşamı sona erdikten sonra organlarının bağışlanmasına izin vermesi, vefat ettikten sonra da başka hayatlara can vermesini sağlayacaktır.