T Hücreli Lösemi

T Hücreli Lösemi

Lösemi hem çocuklarda hem de büyüklerde oldukça sık görülen kanser türlerinden bir tanesidir. Erken teşhis durumunda kesin tedavisi olan lösemi hastalığının bilinen çok fazla türü bulunmaktadır. Bunun nedeni ise löseminin genel tanımında hastalığın kan hücrelerinden kaynaklı olduğu bilgisi yer almasıdır. Bu duruma paralel olarak çok fazla kan hücresi çeşidi olduğunu düşünürsek neden hastalığın farklı çeşitleri olduğunu da anlayabiliriz.

Löseminin en yaygın türleri T hücreli lösemi türleridir. Bu lösemi türlerinde hastalık T hücrelerinde başlamakta ve o şekilde çoğalmaktadır. Hastalığın türünün önemi ise tedavi sürecinin planlandığı sırada ortaya çıkmaktadır. Çünkü kanser ilaçları bu şekilde hazırlanmaktadır. Yani T hücreli lösemi tedavisi için başka lösemi türlerinin ilaçlarını kullanmak yanlış bir tedavi gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bu yüzden löseminin teşhisinin doğru konması çok önemlidir.

T Hücre Lösemi Teşhisi

T hücre lösemi teşhisi için ilk olarak hastanın bazı belirtilere sahip olup doktora gitmesi gerekmektedir. En yaygın görülen T hücreli lösemi belirtileri ise vücutta birden çıkan morluklar, küçük yaralar, diş etlerinde ya da burunda kanamalar, sık sık enfeksiyon kapma, halsizlik ve yüksek ateştir. Bunlar ilk başta çok göze çarpan belirtiler değildir ancak sonrasında belirtiler yoğunlaşır ve hastayı ciddi olarak etkilemeye başlar. Bu durumda doktora başvurulur.

Doktor ilk olarak gerekli kan sayımlarını yapabilmek için kan testleri yapmaktadır. Ancak kan testleri kesin teşhis için yeterli değildir. Bu durumda mutlaka MR, BT ve biyopsi gibi daha ayrıntılı sonuç veren testler yapılmalıdır. Özellikle biyopsi direkt olarak kanser hücrelerinin alınmasını ve incelenmesini sağladığı için oldukça önemli bir rol oynamaktadır. Tüm bu testler tamamlandıktan sonra T hücre lösemi teşhisi de daha kesin bir şekilde konmuş olur. Ardından tedavi süreci başlar.

Her lösemi türü gibi T hücre löseminin de tedavisi bulunmaktadır. Erken teşhis edilen hastalıklar vücuda çok fazla yayılmadığı için tedavi de daha kısa sürer ve hasta tamamen sağlığına kavuşur. Hastalık vücutta yayılmaya başladıysa öncelikle hemen tedaviye başlanmalıdır. İlk süreçte hastanın moralini yüksek tutmak önemlidir zira kemoterapi gibi yöntemler hasta için yorucu olmaktadır. Ardından doktorun belirlediği şekilde tedavi devam eder ve hasta %90 oranla iyileşir.